DAY-MER Kültür Komisyonu tarafından düzenlenen Göbeklitepe söyleşisi büyük ilgi gördü ve hâlâ tartışılıp söyleşiliyor. Burada, tarihin tozlu kâğıt sayfaları içinde dolaşırken, on binlerce yıl öncesinden kalan taşları bilim ve akıl yoluyla okuyanları hatırlamak için, bu söyleşi bir fırsat olsun.
Taşları okumak, elbette kâğıtlar üzerindeki bilinen yazıları okumaktan daha meşakkatli bir iştir. Bunu beceren insanlar, ölmüş bir dilde bilinmeyen yazılarla yazılan anlaşılmaz mesajları çözmeye çalışmışlardır. Yaptıkları iş, bir gazetecinin felsefeyi tanımlamak için söylediklerine benzer: “Kör bir insanın, karanlık bir odada, olmayan siyah bir kediyi araması!”
Taş üzerine kazılmış kimi şekillerin yazı olup olmadığı bile kesin değilken, üstelik ölmüş bir dilin ürünüyken, oradan bilgi çıkarmak ve o bilgiyle tarihin karanlık mağaralarını aydınlatmak, gerçekten olağanüstü bir iştir.
Bunun bir de, üstünde hiçbir işaret ya da şekil bulunmayan taşlardan bilgi çıkarma yanı vardır ki, insan aklının ve bilimsel çalışmanın en büyük başarılarından biridir.
Gordon Child, Avustralya’ya sürülmüş eski “suçlu ve mahkûm” zoraki göçmenlerden birinin torunudur. Sidney’de doğmuş, sonra bir yolunu bulup Oxford Üniversitesine girmiş, orada tarih, dilbilim, arkeoloji üzerine bugün de geçerliliğini sürdüren teoriler inşa etmiştir. Fakat en önemlisi, bütün bu bilgi birikimini Marksizm’le bütünleştirmiş ve tarihi masal anlatımından çıkarıp bir bilim haline yükselten çok önemli katkılar yapmıştır.
1925 yılında arkeoloji teorisi üzerine çalışmalarını “Avrupa Uygarlığının Şafağı” adlı kitabıyla bilim çevrelerinde büyük yankı yarattı. Avrupa uygarlığının doğuşunda Yakındoğu’nun, özellikle Mezopotamya’nın rolünü anlattığı bu eseri, özellikle Avrupa uygarlığının kökenini yalnızca eski Grek-Latin uygarlıklarında gören yerleşik anlayışa güçlü bir karşı çıkıştı.
G. Childe çok iyi bir dilbilimciydi. Ölü dilleri diriltmenin yol ve yöntemlerini geliştirdi. Britanya neolitiği üzerine kazı çalışmalarını yürütürken, verileri Marksizm’in kendisine kazandırdığı bakış açısıyla değerlendirmesi ile ön plana çıktı. 1928 yılında yazdığı “The Most Ancient East” adlı kitabı büyük ilgi gördü. Gordon Child, Yunanistan, Balkanlar, Irak, Hindistan ve ABD’de de kazı çalışmalarına katıldı. Sovyetler Birliğine yaptığı ziyaretler ise, kendi deyişiyle, “arkeolojik kişiliğini” geliştirmekte önemli bir etken oldu.
1946-1956 yılları arasında Londra Üniversitesinde Tarih Öncesi Arkeolojisi profesörlüğü ve Arkeoloji Enstitüsü yöneticiliği yaptı.
G.Childe, bilimi üniversite duvarları dışına çıkararak, herkes tarafından anlaşılır hale getirmek için bayağılığa düşmeyen popüler bir yazım anlayışını benimsemişti. En çok okunan iki kitabı “Tarihte Neler oldu” (What Happened in History) ve “Kendini Yaratan İnsan” (Man Makes Himself), insanın en eski geçmişine tarihsel materyalizmin uygulanmasının yetkin örnekleridir. Yine “Doğu’nun Prehistoryası” adlı eseri, özellikle neolitik devrim dönemine ilgi duyanlar için vazgeçilmez bir başvuru kaynağıdır. Bu eserlerinde Gordon Childe, arkeoloji ve tarih bilimlerine, “Neolitik Devrim (Neolithic Revolution)” ve “Kentleşme Devrimi (Urban Revolution)” teorilerini armağan etmiştir. Onun bu iki teorisi, bizzat katıldığı arkeolojik çalışmalara ve yerinde kayıtlara dayanmaktadır ve günümüzde de geçerliliğini korumaktadır. Sık sık, her yeni buluş karşısında “tarih yeniden yazılacak” diyenler, onun günümüzden 60-70 yıl önce yazdıklarından habersiz görünmektedir. Çünkü o, ihtiyacı duyulan “yeni tarihi” çok öncelerden yazmıştır.
Gordon Child tarihi, masallar, dinsel söylenceler içinde boğulmuş, ya da kralların ve soyluların soykütüklerini tutan bir yazım alanı olarak değil, insanın kendini var ediş çabasının, bir başka deyişle insan emeğinin yaratıcı geçmişinin araştırılması olarak görmüş ve eserlerini bu bakış açısıyla yazmıştır. Edinburgh’dan sonra 1956 yılından da emekli olduğu Londra Üniversitesindeki Arkeoloji bölümüne dekan olarak atanan Child, 1957 yılında Avustralya’ya dönmüş ve Blue Mountain de intihar etmiştir.
İnsan nasıl insan oldu sorusuna cevap arayanlar “Kendini Yaratan İnsan” adlı eserini, geçmişte gerçekten neler olduğunu öğrenmek isteyenler de “Tarihte Neler Oldu”yu mutlaka okumalıdır.