Alkole bağlı ölümlere dair son açıklanan sayılar, 2020’nin Mart’ında başlayan Covid-19 salgınından buyana büyük artışlar yaşandığını hatta rekorlar kırıldığına işaret ediyor. 2023 yılına dair yayınlanan verilere göre bir yıl içinde doğrudan alkol nedeniyle ölenlerin sayısı 8 bin 274 kişi. Bu sayı 2019 yılına kıyasla yüzde 42 daha yüksek. Rekor düzeye çıkan bu sayılar alkolü, çalışma yaşında olan yetişkinlerin en büyük katillerinden biri yapmaktadır. Elbette bu sayılar sadece doğrudan alkole bağlı ölümleri kapsıyor. Alkol kullanımının dolaylı olarak neden olduğu ölümlerde hesaba katıldığında tablo daha da korkunç bir hal almaktadır.
2015 ila 2020 yılları arasında İngiltere’de yaklaşık 600 bin alkol bağımlısı olduğu tahmin ediliyor. Yarım milyonu aşan alkol bağımlısının olduğu bir ülkede alkole bağlı ölümlerde rekor kırılması şaşırtıcı olmasa gerek.
Bağımlıların ezici çoğunluğu hayatlarındaki stres, kaygı, depresyon ve sefaletle başa çıkmak için içkiye yöneliyor. Muhafazakâr Parti’nin kesintisiz uyguladığı kemer sıkma politikaları istihdamı ve hizmetleri azaltırken, patronlar da işçilerin ücret ve çalışma koşullarına giderek daha da ağırlaştırdı. Artan eşitsizlikle birlikte yoksulluk ve yoksulluğa, yokluğa, çaresizliğe bağlı ruhsal hastalıklarda da arttı.
Bağımlılığın artmasına rağmen alkol bağımlılığının azaltılmasına doğrudan yardımcı olan birçok servis ve destek hizmeti ya kapatıldı ya da kesintilerle işlemez hale getirildi. Bu kurumların ihtiyaç duydukları belediye fonları kesintiler nedeniyle kesildi.
İnsanların alkole yönelmesine neden olan koşulları yaratan Muhafazakar Hükümet ve onun medyadaki sözcüleri alkol bağımlılığına karşı tek önlemleri ve önerileri her bütçede alkollü ürünlere yaptıkları zamlar oldu. Ancak pratikle de kanıtlandığı gibi alkol fiyatlarının arttırılması alkole olan bağımlılığı azaltmaya yetmiyor. Alkol fiyatları ne kadar arttırılırsa arttırılsın, uyuşturucu bağımlılığında olduğu gibi insanlar bağımlılıklarını tatmin etmenin ve ucuza alkol bulmanın, ucuza bulamadığı takdirde daha fazla para bulmanın yollarını aramakta ve bulmaktadır. Üstelik, yoksulluk içinde olduğu için içki içen pek çok kişi için alkolün pahalılaşması kişisel krizleri daha da derinleştirmektedir. Aslında, 15 yıllık kemer sıkma politikaları ve son dönemde enflasyondaki keskin artış, alkolü milyonlarca kişi için daha az satın alınabilir hale getirmiştir, ancak buna rağmen alkolden kaynaklanan ölümler artmıştır.
Alkolle mücadelede atılması gereken ilk adım, insanların alkole yönelmesinin sebeplerini ortadan kaldırmaktır. Geçim sıkıntısının ve hayat pahalılığının sona erdirilmesi, çalışma ve gelecek güvencesi, alkol bağımlılığı ile mücadelede oldukça önemlidir. Ancak biliyoruz ki kâr ve tüketime endeksli, insan hayatına değer vermeyen, insanların ihtiyaç duyduğu servisleri tasarruf etmek için yok eden, insanların temel ihtiyaçlarını ticaret alanına çeviren bir sistemde alkol bağımlılarının hayatlarının sermaye için bir değeri ve önemi yoktur.