Köşe Yazılarİran’da molla rejim için sonun başlangıcı

İran’da molla rejim için sonun başlangıcı

Üzerimizde Ahrimen (kötülük tanrısı )’in gölgesi var.

Varlığımız düşman ayakları altındadır.

Bizim mezarlıktan usulca geçin.

Burası kan gölüne dönüşmüş.

Yıllar geçmiş ve korku her yeri sarmış.

Ve kötü dönem hep tekrarlıyor.

Ufukta bir yüz görünüyor.

Güzel yüzlü biri at sırtında geliyor.

Saçlarını dağıtıp rüzgara bırakmış.

Elinde dimdik tuttuğu kılıçla ölümsüz birine benziyor.

Kuşkusuz ki ben erkeklerden umudumu kestim.

İran’ın gelecekteki Kawa’sı bir kadındır.

Baskı altında yaşayanlar,

asırlardır boynumuza bir urgan sarılmış gibi.

Sabırlar bir gün tükenecek.

Ve bunu apaydın görebiliyorum.

Şimdi bu ince ruhların adı Lale, Nergiz, Naz ve Susen olabilir.

Belki de içlerinden bir de Gordaferit (İran mitolojisinde savaşçı bir kadın) çıkacak.

O zaman gör ki kadın bir tek ateş değil, aynı zamanda demirdendir.

Kaçınılmaz, elinde kılıçla gelecektir.

O ki elleri iğneden kanayan, zincirleri kıracak.

Ve göreceksin elindeki kılıç aslan devirir.

Ben erkeklerden umudumu kestim.

Kuşkusuz ki İran’ın gelecekteki Kawa’sı bir kadındır.” [Fereydun Muşiri (çev: A.H)]

43 yıldır iktidarda olan Molla rejimi halka yoksulluk, baskı, katliam ve terörden başka bir şey vermedi. Rejimden en çok baskı gören kesim ise kadınlar oldu. 1979’da mollaların iktidara gelmesinin ardından şeriat kanunları gereğince kadınların başörtüsü takması zorunlu hale getirildi ve kadın hakları kısıtlandı. Toplum üzerine ölü toprağı serpildi. Adları ve haberleri pek duyulmasa da molla rejimine karşı hayatlarını tehlikeye atarak başörtülerini çıkarıp yakan ve yırtan yine kadınlar oldu.

Yirmi yıl önce hayata gözlerini yuman İranlı şair Fereydun Muşiri kadınların cesaretini ve özgürlüğe olan sevdalarını görmüş olacak ki, yukardaki şiiri kaleme almış.

Kadınların rejime karşı öfkesi birikti.

13 Eylül 2022’de Kürt kızı Jîna Mahsa Amini başörtüsü kurallarına uymadığı gerekçesiyle gözaltına alındı, yapılan işkence sonucu komaya girdi ve 16 Eylül’de hayatını kaybetti. Olayı duyuran gazeteci Nilüfer Hamedi tutuklandı ve idamla yargılanmaktadır.

Mahsa Amini kıvılcım oldu. Yılların birikimi ve öfkesi sokağa indi. Başlarda protestolara herkesin bayraksız katılması çağrısı yapıldı ve bayraklara tepkiler olsa da engellenemedi. Mücadele farklılıkları zenginlik olarak birleştirdi.

Bazı örnekler vermek gerekirse; Mahsa Amini toprağa verilirken annesi mezar başında saçlarını kesti. Saç kesme Kürtlerde yas geleneğidir ve dünyada saç kesme protestosu başladı. Jin, Jiyan, Azadi sloganı Kürtleri aşıp bütün İran’a yayıldı. Ardından ellerini ve ayaklarını direğe kenetleme protestosu izledi. 30 Eylül’de Sistan ve Belucistan eyaletinin merkezi olan Zahidan kentinde cuma namazı çıkışında protestolar bahane edilerek rejim güçlerince Beluci halkından 82 kişi katledildi. Yaralı yakalanan Huda Nur adından bir gencin oturtularak, elleri ve ayaklarından direğe bağlanması, su istediğinde ulaşamayacağı şekilde bardakla getirilip gözün önüne konulması büyük tepkilere neden oldu ve rejime karşı sporcuların öncülüğünde ellerin ve ayakların direklere kenetlenme protestosu başladı.

Bahtiyari halkından bir çocuk anasının gözleri önünde katledildi. Çocuğun adı Kian Pirfelek’ti ve on yaşındaydı. Mezarı başında annesi yaptığı konuşmada, “benim çocuğumun bir tek inancı vardı. O da gökkuşağı Tanrısı idi” diyordu.

Rejim güçleri ölenlerin ailelerini zorla televizyona çıkarıp rejim lehine konuşmaya zorlarken, Kian Pirfelek’in annesi de getirdi. Ancak rejimin gözden kaçırdığı önemli bir konu vardı. Anne kırmızı ceket giymişti. Kırmızı renk Bahtiyarilerde intikam anlamına geliyor ve verilen mesaj açıktır. Acılar ve öfke birleşti.

16 Eylül’den bu yana yüzlerce insan katledildi, 17 bin kişi tutuklandı. 9 Kasım’da parlamentoda 227 vekilin onayıyla tutukluların idam kararı onaylandı. Ancak rejim kararı halkın korkusundan daha açıklamış değil.

2019’da yapılan protestolarda halk acemiydi, mollalar büyük katliam yapmıştı. Bu sefer halk yaşanacak bir yenilgide rejimin daha büyük katliamlar yapacağını bilmektedir.

Korku duvarı yıkıldı. Dünya kupasında İran milli futbol takımının milli marşı okumaması (İran devlet televizyonu o bölümü göstermemiş), Kadın basketbol takımının başörtüsüz poz vermesi her alanda rejime meydan okumaktır.

43 yıllık molla rejimi için sonun başlangıcı, kadınların başlattığı protestolar halk isyanına dönüştü. İranlılar “bu bir devrim” diyor. Bize selamlamak ve dayanışmak düşüyor.

 

- Advertisment -spot_img
- Advertisment -spot_img
- Advertisment -spot_img

DİĞER HABERLER

KÖŞE YAZILAR

Trump’ın Başkanlığı bir Kabus mu?

Aydın Çubukçu

Ortadoğu’nun Çıkmazı

Aynı kategoridenOkuyun
Aynı kategoriden okuyun