Selam millet, umarım bu sonbahar gibi gidişatlar ılıman, soğuklar başlamadan işler de serindir.
Biz de mevsim normalleri işte, bugünlerde dükkanda işler sürerken, zaman kaldıkça bizim çırak ve işçilerle önümüzdeki günlerde dükkanı nasıl modernleştirek diye sohbet üstüne sohbet ediyoruz, planlar tamam ama nasıl uygulayacaz diye kara kara düşünüyoruz. Arkada depoyu önde dükkanı büyütmek gerekiyor, bir sürü para pul işçilik felan işin içinden çıkmaya çalışıyoruz. Ama iyiyiz inşallah.
Bunlar böyle olmasına böyle de ara sıra bu planlamalar içinde can sıkan bir parazit de bugünleri ve birazdan tarifi yapılacak artizi anlatmak için gayet manidardı, onu size de aktarayım, iç dökmüş de olurum böylece. Bizim dükkan sektöründe sıkça karşılaşıldığı gibi yine işçiler değişti ve walla düzgün ücret ödüyom ama bu sohbetleri ettiğim eleman da yenilerden, bir de amcaoğulları var iki tane, ara sıra onlar da geliyor dükkana, bir de ne zaman bu modernize etme meselesini konuşsak damlayıp maydanoz mayonez oluyorlar muhabbete. Ve söyledikleri de her zaman aynı; biz elimizdekiyle işi nasıl geliştirecez diyoz, onlar tutturmuş büyük şirketlerden destek almalıymışız, ticareti başka alanlara yaymalıymışız, zihniyetimiz sınırlıymış, yok efendim rekabet ettiğimiz yandaki dükkanın kavgalı olduğu adamlarla iş tutmalıymışız, bir de biz fazla Kuzey Londralı ya da artık ne demekse yerleşikmişiz, işten anlamıyormuşuz felan. Muhabbeti kesmesinin yanında, her geldiklerinde boş konuştuklarını anlatmak için harcadığım zaman da cabası. Geçen bunlara kızdım diyeydi sanırım, hissetmiş olacaklar dükkana gelen serhoşlar daha az bira aldı gibime geldi bile.
Neyse işte, böyle dışardan mayonez ketçap oldukları halde bize mayonez diyen adamlar, bir de psikolojik olacak ne zaman muhabbete girsek, dükkanda yapılacak başka şeylere gözüme takılıyor, kızdığımda geometrik şekiller uçuşur gözlerimin önünden, iş üstüne iş çıkarıyorlar. İşte tam bu demde, bizim işçinin emmioğulları bir yana, yesyeni sağlık bakanımız Wes Streeting göze çarpıp durdu bu ay. Parlak ergenin geçmişine sonra geçeriz ama bakanlığının bütçesi kesinleştiği halde “sağlık hizmetinin geleceğini halka danışarak çözeceğiz” diye bu ay yaptığı açıklama yeniyetme bir artiz olarak statüsünü resmileştirirdi.
Daha Temmuz’dan beri Sağlık Bakanı olsa da yediği naneler az değil arkadaşın. Hem İsrail hem Filistin dostu olan dallama Temmuz seçimlerinde kıl payı tekrar milletvekili olmadan önce seçim kampanyası sırasında partisinin hangi hastanelere öncelik verdiğini bile hatırlamıyordu. Filistin konusunda partisi gibi bir şey söylemezken Yahudi karşıtlığına dair bol keseden atmaya devam etti. Son günlerde yaptığı “sağlığı halka danışacaz” açıklamasının yanında sağlık hizmeti NHS’e yatırım yapmak da yetmez derken bu hizmetin belli parçalarının ticari şirketlere peşkeş çekilmesine de bir şey dediği yok. Pampası maliye bakanı Rachel Reeves bütçeyi açıklamadan önce nasıl büyük patronlara danışıp ortamı tatmin etmeye çalışmışsa aklınca kendisi de millete söz hakkı verip yarın işleri mahvettiğinde gelecek lanetlemelerin önünü kesmeye çalışıyor.
Ne yapılacağını tespit etmek o kadar zor mu 100 binden fazla işçi açığı, kaynak ve personel eksiği olan NHS’i? O nedenle arkadaşın başlattığı yoklamada da millet ağzının payı vermiş. Biri kalkmış hatta bence koğuşlara elektrik üreten bir bisiklet koyalım, en fazla kim elektrik üretirse o erken görülsün demiş. Bir diğeri de fazla sağlık hizmeti kullananlara eşantiyon dağıtılsın demiş. Diğeri de hastalar koğuştan birbirlerini oyla atma hakkına sahip olsun demiş. Ne olacak işte millet strest atmak için yazmış bunları, sonra da sildi yüce sağlık bakanlığının personeli bu yorumları.
2015’den beri milletvekili arkadaşımız eski öğrenci sendikası (NUS) liderlerinden. Halkın anlamadığını anlayan zeki politikacı ya o dönemde paralı eğitime he demiş. Aynı demde yine halka yararı sonsuz Tony Blair savunucu Progress düşünce çukuru kuruluş için çalışmış. Labour Party liderliği için onun bunun peşine düşmüş, desteklediği kendisi gibi adaylar da hırpalanınca Starmer yamuğuna yaranıp yükselmeye devam etmiş. Utanmaz politikacı eksikliğinde ve geldiği Cambridge Univeristy geçmişiyle hükümetin gözdelerinden biri haline de böyle gelmiş. Geçen ay Starmer ve diğerlerinin aldığı hediye rüşvetleri savunuyordu, bu ay da çocuğu ölen bir anneye gönderdiği kopyala-yapıştır mektubuyla gündemdi. Toplumsal cinsiyet kampanyacılarıyla ara ara dalaşması da arkadaşın uğraşlarından.
İşte Streeting geyiği, işte Streeting artizi. Yeni hükümetlerin zoraki ürettiği bir artiz olmaktan çok zoraki hükümetin ürettiği zamane artiz arkadaşımız. Yeni tür demek gereğinden fazla kompliman olur arkadaşa, çünkü yenilikten çok aymazlık özelliği hükümetin, zamane iktidarlar gibi. Bu nedenle bir yeniliği varsa o da ayarı artmış yüzsüzlüğü bu artiz numunesinin. Ve bir artiz olarak temsil ettiği ayrım da arkadaşın kariyer politikacılığını taşıdığı demagoji katsayısı. Bunu tabii diğerleriyle yapıyor. Önceden buraya konu olan ablası maliye bakanı Rachel Reeves gibi mesela. Yani mesele artizliğinin orijinalliği değil, tipikliği; o nedenle aldığı tepkilerin başında da yine geldi tipini sevdiğimin denilmesi kendisine bir yerde görünce daha da doğrusu söylediği saçma bir şeyle fırlayınca. Fırlayışını da göreceğiz artizimizin bu hükümetin ipliği pazara çıkmaya devam ettikçe. Ki akıbeti başkalarınınkine, yarandığı yılışlarınkine bağlı olacak ergenin, kaderinin kendi elinde olmaması.
Tipik olmayan günler efendim.