Yazın nasıl geçtiğini, sonbaharın nasıl başladığını, dükkandaki durumu, kebapçının getirmekte olduğu dürümleri vs hiçbir şeyi anlatmadan langadank meseleye, Bencamin dallamasına dalmaya girişelim.
Bu, Bencamin’in yüzsüzlükleri hakkında yazılsa da bitirilemeyecek kadar uzun bir artizlik tarihi olmasının yanında temsil ettiği kişilik ya da kişiliksizlik tarzının özel olarak ifşa edilmesi gerekliliğinden dolayı. Denyonun artizlik geçmişi kadar temsil ettiği tür konusunda yanılsamalar da ortaya konmalı ki yazıya sığsın.
Yoksa ben ne desem de sonuçta iyiyseniz iyisinizdir, değilseniz değil; saygı ve hürmetler ve iyi dilekler banko tabii.
Nasıl başlamalı, en baştan mı, pek emin değilim. Ailecek Siyonist olan bir ailenin üçüncü kuşağı olduğu, Amerika yetişmeli olup İsrail’e taa 1960’larda dönüp asker olduğu vs söylenebilir hiç olmazsa asılacağımız kronolojik bağlamda. 3 kere İsrail başbakanı olduğu, bilmem işte 3-4 kere muhalefet lideri olduğu, BM temsilcisi olduğu, şu ya da bu işletme veya teknoloji şirketinde çalıştığı, para babalığı yaptığı vs. Bunların içinde ya da esnasında yaptığı artizlikler de çok kolay görülebilir. Ya da kendisine karşı şu ana kadar süren sahtekarlık vs davaları ve tutuklanma kararları. Pandeminin başında başbakan olacağı kesinleştiğinde, evinin önünde toplanan protestocuları, pandemiden dolayı burada toplanan insan sayısında sınır olması gerekiyor, azaltılsın demesi gibi felan. Ansiklopedi gibi internet sayfaları detaylıyor yaptığı yüzsüzlükleri, ahlaksızlıkları, cellatlıkları, dalkavukluğu, yalakalığı, dallama ve denyolulukları ve şimdi düşünüp sıfatlandırmak istemediğim insan karakterinin iyi olmayan daha birçok özelliğini. Tanıyor ne yazık ki Netanyahu’yu herkes. Bünyamin şampiyon.
Şu geçen yıl 7 Ekim’de başlayan katliam boyunca oynadığı ve oynamakta olduğu baş kasaplık rolüyle bu sayfalarda anılmaya, teşhir edilmeye layık ama gelin görün ki, bu lafı edeceğime inanamıyorum ama, artizlik sıfatı bile sanki fazla geliyor şahsa. Ya da az. Herhalde olsa olsa artizliğin ekstrem sonucu, insan diye geçinen bu numune. Az insan? Savaş ve katliam hakkında duyduğunuz tüm yalanlardan sorumlu olmasının yanında son dönemde bayraktarlığını yaptığı savaşı yayma ve yayılmacı nefret söylemlerinden de baş sorumluluk numunenin yazılanlara dahil edilme nedeni.
Katliam boyunca savunma hakkından söz etmesi mi dersiniz, hastane, çoluk-çocuk, yaşlı genç, herkesin bombalanması mı dersiniz, ya evet barış istiyoruz ama kendi tanımladığımız bir barış bu, sizin savaş kelimesinden anladıklarınıza denk düşmesi de ilginç gibi açıklamalar mı dersiniz, hepsi yeter neden artiz demeye. Son dönemlerde de uzaktan kumanda bomba katliamı yanında Lübnan’a saldırıyı da anlamlandırma biçimleriyle. Bunların hepsini sadece kendisi gibilerin kafasında var olan bir tür halkın kaderi diye lanse etmesi de. Gerçeküstü ve tarih dışı safsata ifrazatlarını politika diye satmalar, her fırsatta kullandığı geri zekalılık aynası grafikler, militarist böbürlenmeler, ahlak tellallığı ve bin bir başka karate filmi jönlüğü tripleri.
Biden, İsrail olmasaydı bile biz yaratırdık diyordu; aslında ne kendisinin ne devletinin dinle hiç alakası olmasa da havalarına rağmen, Amerikana hizmetten başka, Netanyahu onun maşalığını yapıyor, bunun cakasını bile satıyor, sattırılıyor, caka budur’a getiriliyor, Amerika’ya gidip dolaşan, BM’e kızan Bünyamin efendi.
Felan filan işte Bünyamin’in artizliği, bir yüzsüzlük, cellatlık ve vahşet şampiyonluğu. 21. yüzyılın neyi olarak tarihe geçecek fazla tahmine gerek yok. Ne yazık ki numunenin tarihteki ne ilki ne de sonuncusu. Ama Bünyamin’in ele alınmasında kafa bozan şeylerden biri de yahu bu Netanyahu, süren davalardan dolayı, başbakanlıktan olur olmaz hapse atılacağından dolayı bu savaşı sürdürüyor, bu savaş ve katliam bundan dolayı sürüyor geyiği. Hapse atılacağı doğru olabilecek olsa bile savaşın nedeni değil ve böyle dendiği için yanlış kullanılan bir doğru olarak ilginçtir değersizleşiyor.
On yılın üzerinde artizlik tahlilleri yapan ve artizlerin her zaman birisinin yalakalığını yaptığı, bu anlamda şu veya bu piyasa kurumunun çıkar ve bakış açılarının yansıması olsa da her artizin bir özgüllüğü olduğunu söyleyen biri olarak bile, Netanyahu’nun söylemlerinin başta Amerikalı emperyalistlerin sonra da belki İsrail’in devlet politikasından böyle bağımsız ele alınması bir sürü şeyi kaçırıyor. Hadi olayların jeostratejik boyutları bir yana bir artizin kendisini nasıl örneklediği de anlaşılmış olmuyor. Yani bu konuda böylesi siyasi bir açıklamaya girmemi gerekli bırakan bazı insanlara da böylece teessüf ediyorum. Oflaysınstan görülenleri herkes görmüyorsa vay halimize!
Netanyahu olsa olsa bu politikaların ve buraya gelmiş uluslararası politikanın zamansal örneği ve kişiliği bu olaylar içinde beliren bir artizlikten çok bu olayların, bu katliam ve vahşetin, bu zulüm ve yıkımın şampiyon ve şakşakçılarının olması gerektiğinden, artizliğin, Netanyahu artizliğinin, durumun doğal ve görünüşe göre de dönemsel, zorunlu, kaçınılmaz ve genel bir sonucu olduğu. Buyrun bakalım insan diye geçen zat hakkında kendinizi espri yapmaya getiremiyorsanız, neyi ifade ettiği hakkında bir sentez yapmaya: Netanyahu artizliği delilik ve çıldırışın artizliği ve geçici geçerliği, bitmese de bitirilmese de infilak etmek zorunda kalacak ne de olsa, ya da, Adanalıların deyimiyle, içine kepecek. Artizliğin genelleştiği ölçüde yok olmaya dönük olduğunu anlattı böylece Bencamin simsarı ki zulüm ve katliam hep biter bir gün.
Özel sonbaharlar efendim.