Ana Sayfa Blog Sayfa 13

Meksika’da bir günde iki gazeteci öldürüldü

Meksika’da gazeteciler Mauricio Solis ve Patricia Ramizer Gonzalez ayrı ayrı olaylarda öldürüldü.

Yetkililer, Michoacan’da yerel haber sitesinde çalışan Solis’in, Uruapan kenti Belediye Başkanı Carlos Manzo ile belediye binasının yakınındaki caddede röportaj yaptıktan birkaç dakika sonra silahlı saldırıya uğradığını açıkladı.

Colima kenti savcılığından yapılan açıklamada ise, Gazeteci Patricia Ramizer Gonzalez’in, sahibi olduğu restoranda vurulduğu ve olay yerinde hayatını kaybettiği belirtildi. Merkezi ABD’nin New York kentinde bulunan Gazetecileri Koruma Komitesinin (CPJ) açıklamasında ise her iki cinayet de kınanarak, olaylar hakkında şeffaf soruşturma yürütülmesi çağrısı yapıldı. Meksika gazeteciler için en tehlikeli ülkeler arasında. 2000’den Mart 2024’e kadar Meksika’da 163 gazeteci öldürüldü. 32 gazeteci ise kayıp.

 

İspanya’da şiddetli yağışlar sel felaketine dönüştü: En az 202 ölü

29 Ekim Salı günün başlayan şiddetli yağış ve fırtınanın etkili olduğu İspanya’nın doğu ve güney bölgelerinde 210’dan fazla kişinin hayatını kaybetti. Kayıp kişileri arama çalışmalarına devam ediliyor.

İspanya’nın doğusundaki Valencia bölgesinde etkili olan yağışlar şiddetli sellere neden oldu. Çok sayıda araç sel sularına kapılırken, bazı yol ve köprüler çöktü.

Reuters haber ajansı, bu durumun Avrupa’da 2021 yılından beri yaşanan “en kötü” sel felaketi olduğunu bildirdi.

İspanya’nın en ağır sel felaketi 1996’da Biesca şehrinde yaşanmıştı; o felakette 87 kişi yaşamını yitirirken 180 kişi yaralanmıştı.

Bilim insanları, bölgede artan aşırı hava olaylarının iklim değişikliği ile bağlantılı olduğuna dikkat çekiyor. Uzmanlar, Akdeniz’in ısınmasıyla su buharlaşmasının hızlandığını, bunun da şiddetli yağışları tetiklediğini ifade ediyor.

*Bu yazı yazıldığından hayatını kaybedelerin sayısı 214 olarak kaydedilmişti.

ABD 8 bin Kuzey Kore askerinin Kursk’a konuşlandığını açıkladı

ABD yönetimi, Kuzey Kore’den yaklaşık 8 bin askerin şu anda Rusya’da Ukrayna sınırı yakınlarında bulunduğunu ve önümüzdeki günlerde Kremlin’in Ukrayna birliklerine karşı savaşmasına yardım etmeye hazırlandığını açıkladı.

ABD yönetiminin paylaştığı bu sayı, Savunma Bakanı Lloyd Austin’in askerlerin sadece “bir kısmının” Kursk bölgesindeki Ukrayna sınırına doğru hareket ettiğini açıklamasının ardından geldi.

Euronews’in haberine göre ABD’nin Birleşmiş Milletler Büyükelçi Yardımcısı Robert A. Wood, Güvenlik Konseyi oturumunda, “Halihazırda Kuzey Kore’nin Rusya’da asker konuşlandırması Rusya-Kuzey Kore ilişkilerinde tehlikeli bir genişlemeye işaret ediyor” dedi. Wood, Kuzey Kore’nin Ukrayna’ya karşı savaşa katılmasının “çatışmanın endişe verici bir şekilde genişlemesi” anlamına geleceğini söyledi.

ABD, Rusya’da toplam 10 bin Kuzey Kore askerinin bulunduğunu tahmin ediyor. Güney Kore 11 bin askerin olduğunu öne sürerken Ukrayna bu sayıyı 12 bine yükseltti.

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy, Güney Kore televizyon kanalı KBS’ye yaptığı açıklamada, Kuzey Kore birliklerinin Kursk’a konuşlandırıldığını ancak henüz herhangi bir çatışmada yer almadıklarını söyledi.

 

Öğretmenler Sendikası Okul Kapatma Konusunda Belediyeyi Halkı Dinlemeye Çağırdı

Ulusal Eğitim Sendikası (NEU) Hackney şubesi, belediyenin dört okulu kapatma planlarına karşı “müthiş bir muhalefet” olduğu açıklaması yaptı.

Sir Thomas Abney, St Dominic’s, St Mary’s ve Oldhill ilkokulları, öğrenci sayılarındaki düşüş nedeniyle şu anda ‘tamamen kapatılma’ ya da diğer okullarla birleşme tehlikesiyle karşı karşıya.

30 Eylül’de Belediye Başkan Yardımcısı Anntoinette Bramble, altı ilkokulu etkileyen kararları açıklarken, veliler ve okul personeli belediye önünü doldurma çağırısı yaptı.

Belediye meclis üyelerine göre, azalan öğrenci sayıları okullar üzerinde mali baskı yaratarak okulları ayakta duramaz hale getirdi.

Belediye Meclisi’nin hazırladığı bir rapora göre Hackney’deki ilkokullar, sınıfların dolu olması halinde alacakları fondan 28.5 milyon sterlin daha az fon alıyor.

Belediye geçen hafta yaptığı bir basın açıklamasında, okulları kapatarak boş okul yerlerini yüzde 18 oranında azaltmayı hedeflediğini söyledi.

Belediyenin başlatmış olduğu danışma süreci 19 Kasım’a kadar sürecek.

Onaylanması halinde okullar 31 Ağustos 2025 tarihi itibarı ile ya kapanacak ya da birleşecek.

Hackney NEU bölge temsilcisi Jamie Duff, bu sürecin okul personeli, veliler ve toplumun görüşlerini “gerçekten” dikkate alması gerektiğini söyledi.

NEU, 23 Ekim Çarşamba günü Hackney’in merkezindeki Urswick Okulunda halka açık bir toplantı düzenleyerek katılımcılarla birlikte sürecin adil biçimde işletilmesini ve bölge sakinlerinin taleplerinin dikkate alınması çağrısı yaptı. Sendika sorunun takipçisi olmaya devam edeceğini de ayrıca kaydetti.

 

Kira Artışları Hackney’de Evsizliği Artırıyor

Hackney Belediyesi bölgede yaşanan evsizliğin artmasının kira artışlarının Londra’nın diğer bölgelerdeki oranlardan çok daha fazla olmasından kaynaklandığını ve tüm kentin konuyla ilgili “olağanüstü bir hal” içinde olduğu açıklamasını yaptı.

Başkentin yerel yönetimlerini bir araya getiren London Councils tarafından yapılan yeni analiz, belediyelerin 2023/24 mali yılında geçici barınma için her ay toplam 114 milyon sterlin harcadığını ortaya koydu. Bu, bir önceki yıla göre yüzde 68’lik dramatik bir artışa işaret ediyor.

Hackney’in evsizliği önleme ve geçici barınmadan sorumlu kabine üyesi Sade Etti, belediyenin yıl sonuna kadar evsiz sakinleri barındırmak için 28 milyon poundtan fazla harcamasının olacağını söyledi, bu iki yıl önceki miktarın on katından fazla bir oranı ifade ediyor. Yaptığı açıklamada Etti şöyle konuştu: “Kiralar ve ev fiyatları Hackney’de diğer tüm belediyelerden daha hızlı arttı, bu da konut maliyetinin ve yaşayacak bir yer bulamayıp bize gelen ailelerin sayısının hızla arttığı anlamına geliyor. Yaklaşık 4 bin çocuk da dahil olmak üzere 3 binden fazla aile ev diyebilecekleri kalıcı bir yere sahip değil.

Geçtiğimiz hafta Hackney’in finans şefi encümeni Robert Chapman, evsizliğin daha da kötüleşmeye devam etmesi halinde, Belediye’nin – diğer 19 belediyenin bu yılın başlarında yaptığı gibi – hükümetin kurtarma paketine başvurması gerekebileceğini söyledi.

Bu açıklama, mali yılın geri kalanı bölümünde 36 milyon sterlin fazladan harcama olacağı haberlerinden sonra geliyor.

 

İşçi Partisi’nin ilk bütçesi içinde öne çıkan başlıklar ve detaylar

İlk dört aylık iktidarını geride bırakan İşçi Partisi tarafından oluşturulan ilk bütçe önümüzdeki Nisan ayından itibaren yürürlüğe girecek. Maliye Bakanı Rachel Reeves tarafından parlamentoya sunulan bütçe içerisinde öne çıkan başlıklar ve değişiklikler bazıları şunlar:

Vergi: İşçilerin ödediği Ulusal Sigorta Katkı payı oranında bir değişlik olmayacak, ancak işverenlerin katkısı %13.8’den %15’e çıkartıldı. İşverenler tarafından ödenen Ulusal Sigorta Katkı Payı işçilerin yıllık gelirlerinin 5 bin Sterlinin üzerine çıkmasından sonra başlıyor. Hükümetin bu katkı payı artışından elde etmeyi hedeflediği gelir 25 milyar Sterlin

Şirketler vergisi yüzde 25’te sabit kalırken, hisse satışlarından alınan sermaye kazancı vergisi yüzde 20’den yüzde 24’e yükseltildi. Özel sermaye spekülatörlerinin vergileri de yüzde 4 artırılarak yüzde 32’ye yükseltildi. Bütçede en öne çıkan ve sermayeyi ürküten değişikliklerden biri zenginlerin ikametgâh adreslerini başka bir ülkede göstererek vergiden muaf tutulmalarına olanak sağlayan statünün kaldırılması oldu. Kamuoyunda “non-dom” olarak bilinen statü Nisan 2025 itibarı ile sona erecek.

  • NHS: Sağlığa günlük harcamalar için 22.6 milyar sterlin, sermaye yatırımı için de 3.1 milyar sterlin nakit enjeksiyonu yapılacak.
  • Eğitim: Yeni öğretmenlerin işe alınması için temel okul bütçeleri 2.3 milyar sterlin artırılacak, özel okul ücretlerinden KDV alınmaya başlanacak. Ve 6.7 milyar sterlinlik genel eğitim desteğinin bir parçası olarak okul kahvaltı kulüplerine yapılan yardım üç katına çıkarılacak.
  • Konut: 2026’ya kadar devam edecek olan sosyal konut bütçesi 500 milyon sterlin artırılıyor. Yerel yönetimler artık tüm satın alma hakkı gelirlerini (right to buy olarak bilinen belediye evlerinin satışından elde edilen gelir) yeni konutlara yeniden yatırım yapmak üzere ellerinde tutabilecek.
  • Yerel Yönetimler: Belediye bütçeleri enflasyonun üzerinde yüzde 1.5 oranında artırılıyor.
  • Asgari ücret: “Tek bir yetişkin ücretine” doğru ilerlemeye yönelik uzun vadeli planın bir parçası olarak 21 yaş üstü için asgari saat ücreti yüzde 6.7 artırılarak 12.21 sterline, 18-20 yaş arası için ise 8.60 sterlinden 10 sterline yükseltiliyor.
  • Sosyal Yardımlar: Universal Credit’de dahil sosyal yardımlar yeni mali yıldan itibaren yüzde 1.7 oranında artırılıyor. Emeklilik maaşları Nisan 25 itibarı ile yüzde 4.1 oranında artırılıyor. Bu artışa göre emeklilerin haftalık ödemeleri 230.25 sterlin olacak. Bakıcılara ödenen haftalık Carer’s Allowance 76.75 sterlinden 81.90 sterline çıkartılıyor. Ayrıca bakıcıların başka bir işte çalışarak elde ettikleri aylık gelir eşiği 654 sterlinden 833 sterline yükseltiliyor.
  • Tütün: Tütünden alınan vergi enflasyon oranı artı yüzde 2 oranında ve elde sarılan tütün için yüzde 10 oranında arttırıldı.
  • Alkol: Fıçı içkilerin vergisi yüzde 1.7 oranında düşürülecek. Yani bir pint birada alınan vergi yaklaşık bir peni azaltılıyor.
  • Askeri: Ordunun bütçesi 2.9 milyar sterlin arttırılacak. Ukrayna savaşını “ne kadar sürerse sürsün” finanse etmek için yılda 3 milyar sterlin bütçe ayrılacak.
  • Akaryakıt: Muhafazakarlar tarafından akaryakıt vergisinde yapılan 5 penslik indirim bir yıl daha uzatıldı.
  • Trenler: HS2 güzergahı Londra – Euston istasyonuna kadar uzatılacak ve Trans-Pennine ve Doğu-Batı demiryolu güzergahları finanse ediliyor.
  • Otobüsler: İngiltere’de tek kişilik otobüs ücretlerindeki 2 sterlinlik sınır 3 sterline yükseltiliyor.
  • Uçaklar: Özel jetlerle yapılan uçuşlarda alınan Hava Yolcu Vergisi yüzde 50 artırılıyor.

 

Sağlıkta neler oldu?

Tek kullanımlık elektronik sigaralar (vape) Haziran’da yasaklanacak

Hükümet, tek kullanımlık elektronik sigara satışının Haziran ayından itibaren İngiltere ve Galler’de yasaklanacağını açıkladı. Yetkililer bu hamlenin çocuk sağlığını korumayı ve çevresel zararı önlemeyi amaçladığını belirtiyor.

Elektronik sigara endüstrisi liderleri, bu hamlenin ürünlerin yasadışı satışlarında artışa neden olabileceği uyarısında bulundu.

Tek kullanımlık elektronik sigaraların İskoçya’da önümüzdeki yılın Nisan ayından itibaren yasaklanması bekleniyordu; ancak İskoç hükümeti, İngiltere ve Galler ile uyum sağlamak için yasağın 1 Haziran’a kadar erteleneceğini söyledi.

Resmi verilere göre İngiltere’de elektronik sigara kullanımı 2012 ile 2023 yılları arasında %400’den fazla arttı ve halkın %9’u bu ürünleri satın alıyor.

Hiç sigara içmeden elektronik sigara kullananların sayısı da son yıllarda, çoğunlukla genç yetişkinler tarafından olmak üzere, önemli ölçüde arttı.

Halk sağlığı bakanı Andrew Gwynne, tek kullanımlıkların yasaklanmasının “gençlerin elektronik sigara kullanımını azaltacağını” söyledi.

Erken yaşta kanser vakalarında artış

Dünyanın dört bir yanında yapılan araştırmalar, 20’li, 30’lu ve 40’lı yaşlarındaki kişilerde görülen meme ve kolon (bağırsak) kanseri ile diğer kanser vakalarının arttığını gösteriyor.

İngiltere, ABD, Fransa, Avustralya, Kanada, Norveç ve Arjantin dahil 24 ülkede, 25-49 yaş aralığındaki kolon kanseri hastalarının oranında son on yılda önemli bir artış oldu.

Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı’nın 50 ülkeyi kapsayan araştırmasının sonuçları, tıp dünyasında kaygılara neden oldu. Bu ülkelerden 14’ünde artış eğilimi yalnızca genç yetişkinlerde görülürken, daha yaşlılarda artış oranı sabit kaldı.

Erken yaşta kanser vakalarındaki artışta, yaşam şeklindeki değişiklerin etkisine işaret ediliyor. Çok fazla işlenmiş gıda ve şeker tüketiminin kan şekerini yükselttiği ve insülin direncine yakalanmanın da sadece diyabet değil kanser riskini de artırdığı biliniyor.

Ancak obezite tek başına genç vakalardaki artışı açıklamak için yeterli değil. Daha önce pek dikkate alınmayan bazı farklı kanserojen maddelerin etkisi ve son 50-100 yılda dünya nüfusunun uyku düzeninin değişmesinin de bunda rol oynadığı belirtiliyor.

Cildin yaşlanmasını geciktirebilecek yeni bir yöntem keşfedildi

Biyoloji dalında dünyanın en iddialı araştırma programlarından İnsan Hücresi Atlası projesi kapsamında, insan bedeninin kök hücreden nasıl deri hücreleri ürettiği keşfedildi. Bilim insanları laboratuvar ortamında az miktarda insan derisi üretmeyi başardı.

Araştırmanın bulgularının cildin yaşlanmasını geciktirmeye yardımcı olabileceği, cilt nakli için hücre üretimi ve yara izlerinin önlenmesinde kullanılabileceği belirtiliyor.

İnsan Hücresi Atlası projesi insan vücudunun her bir parçasının hücre hücre nasıl oluştuğunu anlamayı amaçlıyor.

Yumurta ilk döllendiğinde, tüm hücreler birbirinin aynıdır. Ancak üç hafta sonra, “kök hücre” adı verilen özel hücrelerdeki belirli genler devreye girerek talimatlar üretirler. Böylece vücudun uzuvlarını oluşturmak üzere toplanma ve özelleşme süreci başlar.

Araştırmacılar, anne karnındaki fetüste deri hücrelerinin nasıl geliştiğini anlama konusunda ilerleme kaydettiler. Vücudun en büyük organı olan deriyi oluşturmak için hangi genlerin hangi zamanlarda ve hangi yerlerde devreye girdiğini tespit ettiler.

Uluslararası projenin merkezi Cambridge Üniversitesi’ndeki Wellcome Sanger Enstitüsü, bu çalışmaların, hastalıkların daha etkin tedavisine, insanların daha uzun süre sağlıklı ve hatta daha genç tutmak için yeni yollar bulunmasına yardımcı olabileceğini öngörüyor.

 

Çocuklar Öldürülmesin

Savaş büyük bir trajedidir ve bu trajedinin çoğunlukla kurbanları çocuklardır. Son zamanlarda Yemen, Suriye, Şengal, Gazze ve Rojava savaşta en çok çocukların etkilendiği yerler oldu.

Dünyanın bütün çocukları bizim için değerlidir. Birçok değerli yazar ve şair çocuklar için çok önemli eserler vermişlerdir.

Bundan 79 yıl önce ABD, Japonya’nın Hiroşima kentine atom bombası attı yüz binin üzerinde insan hayatını kaybetti. Bu bir felaketti ve felaketin boyutunu Nazım Hikmet,’’ Kız Çocuğu’’ adlı şiirinde yazmıştı. Aynı zamanda bir çığlık olan şiirin son dörtlüğünde Nazım insanlığa şöyle seslenmektedir;

’’Çalıyorum kapınızı,

teyze, amca, bir imza ver.

Çocuklar öldürülmesin

şeker de yiyebilsinler’’

Vietnam savaşı sırasında James Baldwin şöyle diyordu; ’’Bombalanan her köy benim memleketimdir’’. Savaş karşıtı olmak, böyle bir anlamlı cümleye sığdırılıyordu.

Yine Baldwin bir makalesinde de, ’’Dünyanın her yerindeki çocuklar her zaman bizimdir, ve bunu anlamaktan aciz olan birinin ahlaktan da aciz olabileceğinden şüphelenmeye başlıyorum’’ diyordu.

Çocuklar sadece savaşlarda ölmüyor, geçen ay Türkiye’de 12 bebeğin özel hastanelerde para için acımasızca katledildiği ortaya çıktı. Sağlığı özelleştiren, hastaları müşteri olarak gören bir sistemin gözünde çocukların kıymeti olur mu? Çetenin kan donduran telefon görüşmeleri, insanlıktan nasıl çıktıklarını göstermektedir.

Savaşın, açlığın ve yoksulluğun içinde Aziz Nesin safını çocuklardan yana seçtiği bir şiirinde söyle diyor;

“Öyle bir ağlasam

Öyle bir ağlasam çocuklar

Size hiç gözyaşı kalmasa.

Öyle bir aç kalsam

Öyle bir aç kalsam çocuklar

Size hiç açlık kalmasa.

Öyle bir ölsem

Öyle bir ölsem çocuklar

Size hiç ölüm kalmasa”

Başta savaş bölgelerinde olmak üzere insanlar katledilirken herkes öylece oturup beklemiyor, alternatifler de üretilmektedir.

Burda 20 Temmuz 2015’de Kobani’ye dayanışma için ve çocuklara oyuncak götürürken İŞİD tarafından katledilen 33 ’’Düş Yolcu’’sunu ve 10 Ekim 2015’de Ankara’da ’’Emek, Barış ve Demokrasi’’ için bir araya geldiklerinden katledilen 104 barış emekçisini saygı ile andığımı belirtmek isterim.

Bugün savaş altında değil yüzbinlerce çocuğun bir tek çocuğun bile acı çekmesine, korku içinde yaşamasına bir tek çocuğun tırnağının taşa değmesine gönlümüz razı gelmez. Çocukların barış ve özgürlük içinde yaşaması için çabalarımız devam ediyor.

Geçen ay BBC 4 radyosu Gazze’de bir kampta yaptığı görüşmeleri yayınladı. On altı yaşında gönüllü keman dersi veren bir kız çocuğu, bombaların altında bir kolunu kaybeden bir çocuğun, koluna bağladığı çubukla nasıl tek kolla keman çaldığını anlatıyordu. Müthiş bir yaşama sevinci. Bir başka genç,’’yaşama sevinci alternatifler üretmemizi sağlıyor’’ diyordu.

Bugün dünyanın birçok yerinde, Çin ve Tayvan, Kuzey Kore ve Günay Kore, Venezüella ve Guyana arasında çatışma riski bulunmaktadır. Dolayısıyla Kapitalist-emperyalist sistemin derdi barışı inşa etmek değildir, barışı inşa edecek olan başta dünyada işçi sınıfının dayanışması olmak üzere duyarlı insanlığın eseri olacaktır. Ve son söz Ahmet Arif’in;

’’Nerede bir can ölse, oralı olur yüreğim. Olmalı zaten. Olmazsa insan olmaz yüreğim.’’

2024 İngiltere Bütçesi: Eğitim Bütçesi Neden Hâlâ Okullar ve Öğrenciler İçin Yetersiz?

Yeni açıklanan İngiltere bütçesi, 2024-25 yılı için Eğitim Bakanlığı’na %13’lük bir artışla günlük harcamalar için yaklaşık 59.6 milyar sterlinlik bir ödenek sağladı. Bu artış, 2021 Harcama İncelemesi’nde belirlenen çok yıllık finansal taahhütlerin ve enflasyon ile öğretmen maaşlarındaki artışları karşılamak için yapılan eklemelerin bir parçası. Ancak, bu fonlama okulların günlük ihtiyaçlarını karşılıyor gibi görünse de artan maliyetler, özel eğitim talebi ve altyapı gereksinimleri gibi daha geniş kapsamlı zorluklarla başa çıkmak için yetersiz kalıyor.

2010 yılından bu yana İngiltere’de okul bütçeleri dalgalanmalar gösterdi; 2010 sonrası gözle görülür bir düşüş yaşandı ve ancak 2018’den itibaren kademeli artışlar gözlemlendi. 2024-25 yılına kadar yapılan bu artışlarla birlikte, enflasyon dikkate alındığında, öğrenci başına harcamalar ancak 2010 seviyelerine yaklaşıyor. Bu durum, yıllardır sıkı bütçelerle başa çıkmak zorunda kalan okullar için ciddi bir yük oluşturuyor.

Bu finansman manzarası karşısında eğitimciler, sendikalar ve veli grupları hükümetin mali bütçesinin kaliteli eğitim sağlamak için yetersiz olduğundan endişe duyuyor. Öğretmen maaşları için yapılan kısa vadeli ödenekler sağlansa da uzun vadeli planlama eksikliği, okulların kaliteli personel alımını ve muhafazasını zorlaştırıyor.

Bu bütçedeki eksiklikler, ebeveynler, eğitimciler ve sendikaların eğitim bütçesinin artırılması için birlikte hareket etme ihtiyacını vurguluyor. Yalnızca sürdürülebilir bir kampanya ile okullara, öğrenci ve öğretmenlerin ihtiyaçlarını tam anlamıyla karşılayacak bir destek sağlanabilir.

 

Irkçılığı sokaklarımızdan silmeliyiz

Kuzey batı İngiltere’de, 29 Temmuz’da, 17 yaşındaki bir caninin 3 çocuğu bıçaklayarak katletmesini fırsat bilen ırkçı-faşist odaklar, sokaklara çıkarak sağa sola saldırdı ve göçmenleri hedef aldı. Buna karşı örgütlenen anti ırkçılar, çok daha kalabalık gruplar halinde eylemler yaparak, ırkçı saldırıları engelledi.

Anti ırkçıların karşı mücadelesi karşısında bozguna uğrayan ırkçılar ve bu ırkçı eylemlere liderlik yapmaya çalışan Tommy Robinson, 26 Ekim’de Londra’da bir eylem yapacaklarını ve ülkedeki tüm ırkçıları oraya beklediğini açıkladı. Bunun üzerine anti ırkçı gruplar da harekete geçti ve aynı gün kitlesel bir karşı eylem gerçekleştirdi.

Anti ırkçı eyleme çok sayıda sendika ve politikacı ile göçmen derneği destek vererek, “Irkçılığı sokaklarımızdan silmeliyiz” mesajı verdi.

Sendikalardan yoğun katılım

Piccadilly Circus’ta toplanan onbinlerce anti ırkçı sık sık “Irkçıları sokaklarımızda istemiyoruz” sloganı atarken, sendikaların yoğun katılımı dikkat çekti. Özellikle Ulusal Eğitim Sendikası (NEU) ve Kamu İşçileri Sendikası (PCS) yoğun katılım sağladı. Binlerce üyesiyle alanı dolduran bu sendikaların yanı sıra RMT, GMB, UNITE, FBU, UNISON, UCU ve ASLEF sendikaları da eylemde yerini aldı.

Çeşitli göçmen örgütleri de eyleme katılarak tepkilerini ortaya koydu. Bazı müslüman gruplar, Filistin kampanyası ve savaş karşıtları da ırkçılığa karşı yürüdü. Türkiyelilere, başta Demokratik Güç Birliği ve DAY-MER olmak üzere birçok kurum çağrı yapmış olmasına rağmen, DAY-MER ve GİK-DER dışında katılan kurum olmadı. DAY-MER üyeleri “Irkçılığı Hayır” pankartı açarak, ırkçılığa karşı, her zaman olduğu gibi yerli halkla birlikte mücadele edeceğini açıkladı.

“Onlar çıkınca biz de sokaklarda olacağız”

Yürüyüş için sabahın erken saatlerinden itibaren Piccadilly Circus’a açılan sokaklardan akın akın gelen anti ırkçılar, yürüyüş öncesi çeşitli konuşmalar yaptı.

Birçok sendikacı ve politikacının konuştuğu eylemde İşçi Partisi eski lideri Jeremy Corbyn de bir konuşma yaptı. Corbyn, 70’lerden itibaren yapılan anti ırkçı mücadelenin, birçok ırkçı ve faşist oluşumun ortadan kalkmasını sağladığını belirterek, bir kez daha sokağa çıkan ırkçıları sokaktan silmenin mücadelesinin verildiğini söyledi. Corbyn, Yaşanan ekonomik ve soyal sorunların sorumlularının göçmenler olmadığını, asıl sorumluların bu kemer sıkma politikalarını uygulayan hükümetler olduğunun altını çizdi.

Yürüyüş, Trafalgar Meydanı’nı geçerek, savaş anıtına yaklaştığında polis yolu kesti ve Parlamento Meydanı’nda toplanan ırkçılardan uzak tuttu. Binlerce polisin yoğun güvenlik önlemi aldığı eylemler birbirinden uzak tutulmaya çalışıldı ve tüm yollar kapatıldı.

Yürüyüş sonunda yapılan konuşmalarda bir kez daha çağrılar yapıldı. Irkçılığa karşı sokaklarda daha kitlesel eylemler yapılmasının önemine değinildi. Konuşma yapanlardan biri olan NEU Genel Sekreteri Daniel Kebede, okullarda çocuklar sıralanırken elele tutuştuklarını ve bu çocuklar içinde yerli ve göçmenlerin olduğunu belirterek, ırkçıların çocuklarımızın geleceğini karartmalarına müsade etmemek gerektiğini söyledi. Kebede, “Onlar sokağa çıkınca biz çok daha kalabalık halde sokaklarda olacağız ve onların eylem yapmasını engelleyeceğiz” dedi.

———————————————

Daniel Kebade (Ulusal Eğitim Sendikası Genel Sekreteri)

Artık şu Tommy Robinson ismini duymaktan midem bulanıyor. Bu bir yolsuz ve kokain hayat tarzlı bir kişilik. Ona karşı nasıl mücadele edeceğimizi ona göstereceğiz. Her gün daha güçlü bir örgütlülükle onun karşına çıkacağız. Çünkü, ırkçılık ve islamafobianın bizim toplumda hiçbir yeri yoktur. Burada Başbakana da bir mesajım var. Sakın göçmen karşıtı politikaları uygulamaya kalkma. Bizim sağlık servisimizi göçmenler ayakta tutuyor. Onun için göçmenlere “Hoşgeldiniz” dememiz gerekiyor. Gelecek yılın bütçesi açıklanacak. O bütçede, konut, iş, yatırım ve hizmet öne çıkarılması gerekiyor. Irkçıların eline daha fazla koz vermeyin. Şimdi NEU Genel Sekreteriyim. Ama yıllarca öğretmenlik yaptım. Öğretmenlik yaparken, çocukların sıraya geçmelerini istiyordum. Çocuklar sıralanıp kendiliğinden elele tutuşuyordu. İşte bu sebeple çocuklarımızın vizyonu ülkemizin vizyonu olması gerekiyor. Çocuklarımızın geleceğini karatmalarına müsade etmeyeceğiz.

Jo O’Grady (Yüksek Öğrenim Elemanları Sendikası – UCU Genel Sekreteri)

Yoksulluk, erkek şiddeti ve bedenimizi kontrol etmek isteyen politikacılar kadınlara en büyük tehdittir. Aşırı sağcılar tam da bu özelliklere sahipler. Biz problemin ne olduğunu tam olarak biliyoruz. Ücretler eriyor, patronlar işçileri daha fazla sömürüyor. Konut sorunu büyümeye devam ediyor. İhtiyaç karşılanmıyor. Sağlık servisimize diz çöktürülmüş durumdadır. Çünkü onu Muhafazakarlar özelleştirmek istiyor. Bu problemlerin kaynağı göçmenler değil hükümetlerin kendisidir.

Jeremy Corbyn (Milletvekili – İşçi Partisi eski lideri)

Hıristiyan, Müslüman, Yahudi, inanmayanlar ve daha çoğu. Hepimiz bugün bir aradayız. Sendikalar ve çok farklı toplumlardan işçi sınıfımıza mensup binlerce insanın burada olmasından büyük mutluluk duyuyorum. Hastane kuyrukları, kalabalık sınıflar, ev sıkıntıları, düşük ücretler 14 yıllık bir Muhafazakar Parti iktidarının politikalarıdır. Irkçılar, bu sorunların kaynağı olarak, siyah komşumuz, müslüman arkadaşımız ya da gelen göçmenleri gösteriyorlar. Bu doğru değil. Sorunun kaynağı hükümetin politikalarıdır. Bir avuç zengindir bütün bu sorunları yaratan. Onlara ve Tommy Robinson gibi ırkçılara karşı birleşerek kazanacağız.

Lindsey German ( Savaş Karşıtı Koalisyon Başkanı)

Neye mal olursa olsun, ırkçılığa karşı birarada olmak zorundayız. Her zaman söyledik. Yurt dışında savaşların içinde olursanız, evinizde ırkçılığı körüklersiniz. Şöyle bir baktığımızda, Tommy Robinson, Nigel Farage ve Muhafazakâr Parti. Hepsi toplumlarımızdan nefret ediyor, hepsi müslümanlara ve göçmenlere saldırıyor. Yine bunların hepsi siyonist İsrail’i destekliyor. Biz ırkçılığa burada karşı çıkarken, Gazze’deki etnik soykırıma da karşı çıkmak zorundayız.

John McDonnell (İşçi Partisi milletvekili)

Faşizmi iyi biliyoruz. Onun için buradayız. Faşizm her zaman birilerini hedefine koyar. Göçmenler, siyahlar, müslümanlar, Irlandalılar ya da yahudiler. Ama uzun bir süreden sonra faşizm ilk kez organize bir şekilde karşımıza çıkıyor. Avrupalı faşistlerle de bağlantıları var. Bekliyorlar ve bir olanak bulunca saldırmaya başlıyorlar. Bu olanak 14 yıllık Muhafazakâr Parti iktidarının kemer sıkma politikalarıyla geldi. Faşistler, yaşanan her ekonomik ve sosyal sıkıntının sorumlusu göçmenleri göstererek saldırmaya başladılar. Buna karşı nasıl mücadele edeceğimiz ortadadır. Onlar sokaklarda görününce, biz o sokakları onlardan alıp, onları sokaklarımızdan temizleyeceğiz. Biz onları mutlaka dayanışma ve birlikte mücadele ile yeneceğiz.