Köşe YazılarBu devlet halkın değil!..

Bu devlet halkın değil!..

Kadir Yalçın

Britanya’daki Türkiyelilerin önemli bir çoğunluğunun geldiği bölge olan Pazarcık ve Elbistan gibi ilçeleriyle Maraş merkezli deprem ülkenin neredeyse bütün güneydoğusunu öldüresiye salladı. Antep, Malatya, Adıyaman’dan Hatay’a kadar uzanan bölgenin birçok yerinde taş üstünde taş kalmadı. 50 bine yakın diye ilan edilen can kaybını bir koordinatör vali 4-5 katı olarak açıkladı.

Enkaz altında kalanlarının en çok kurtarılma şansının olduğu “altın saatleri” kapsayan ilk üç gün deprem bölgesine yalnızca gönüllüler ulaştı: Sosyalistler başı çekerken, başta Ankara ve İstanbul belediyeleri olmak üzere belediyeleriyle birlikte burjuva muhalefet de depremzedelere yardıma çalıştı. Sadece devlet yoktu!

Nerede Bu Devlet?” depremzedelerin başlıca çığlığı durumundaydı. Gönüllülerle kendilerini enkazdan kurtarabilenler el ele enkaz altından insan kurtarmaya çalıştı. Çoğu kez güçleri yetmedi, çünkü büyük beton blokları çıplak elle kaldırma olanağı bulamadılar. Geceleri -10-15 dereceye kadar düşen soğukta ilk günlerde neredeyse her enkazın altından yardım çığlığı gelmekteydi, çoğuna yardım edilemedi ve çaresiz kalan gönüllüler kahroldular.

Depremzedeler çoğu kendi cenazelerini kendileri çıkarıp törensiz gömdü. Ne asker vardı yardımlarına gelen ne devletin yetkili kıldığı AFAD!

Üstelik kendilerine mezar olan evlerini müteahhitler neredeyse hiç imar izni almadan yapıp rüşvetle belediyelere onaylatmışlardı. Yetmemiş, bir de iktidarlar imar afları çıkarmıştı. Çoğu AKP’nin imzasını taşıyordu. Toplam 294 bin konut, imar affıyla “temiz” sayılmış ve çoğu yıkılmıştı. Erdoğan depremden bir yıl önce “riskli alan” olan İskenderun’un bir bölüm semtini bir KHK ile “risksiz” ilan etmiş, ama bu bölgedeki evlerin de neredeyse tamamı yıkılmıştı.

1999 Gölcük Depreminde, sözde yeni depremlere hazırlık yapabilmek için bir Deprem Vergisi konmuş, AKP, bu vergiyi kalıcı hale getirmişti. Bu vergiyle toplanan para toplam 37 milyar dolardı. Tam 703 milyar TL. Erdoğan’ın eski Maliye Bakanı M. Şimşek, 2011’de,bu paralarla “duble yollar yapıldığını, bir bölümünün de sağlık harcamalarına gittiğini” söyledi. Bu paralar yenmeyip, binaların yenilenmesine harcansa, oysa, tamı tamına 300 bin konut yapılabilirdi. Hem de çelik karkas olarak. Ve hiçbirine bir şey olmazdı.

Bunlar biliniyor. Halk aptal değil. Belediyelerle el ele müteahhitlerin ne tür yiyiciler oldukları herkesin malumu. Üstelik Erdoğan’la inşaat şirketlerinin nasıl içlidışlı çalıştıklarını dünya âlem biliyor. Devletin, hiçbir kurumuyla özellikle ilk üç gün depremzedelerin yardımına koşmadığına ve tümünü yapayalnız kendi başlarına bıraktığına ise, bölgede herkes ailesi ve yakınlarındankaybettiklerinin can bedeliyle tanıklık etti.

Halk “Nerede bu devlet?” diye boşuna bağırmadı. AFAD 4. gün bölgeye gittiğinde de tam bir beceriksizlik örneği sergiledi. Ne bir koordinasyon ne bir organizasyon yeteneği gösterebildi. Arpalık sayılarak AFAD’a yiyiciler doldurulduğu anlaşıldı. 10. 15. gün hala doğru dürüst çadırlar kurulamamış, tuvalet ve hijyen sorunu çözülememişti. İletişim ise felaketti. Hele ilk günlerde hiç kimsenin telefonu çekmedi. Oysa telefon, özellikle enkaz altında kalanların kurtuluş umuduydu!

Burjuva muhalefet AFAD’çıların beceriksizliğini “liyakatsiz” olmalarına verdi. Oysa devlet halkı şimdiye kadar hiç düşünmemiş, dertleriyle ilgilenmemişti. Beceriksizlik denen şey, aslında bir sınıf tutumuydu. Devlet halkı değil, ama en tepesinde “5’li çete” olan inşaatçıları/müteahhitleri sevmiş ve desteklemişti. Bütün teşvikler, vergi indirimleri onlaraydı. Halka gelince “kader”di! “Fıtrat”tı!

Evet, oluşumu, büyüklüğü ve etkisiyle son büyük felakette fay hatları kırıldı, ama bununla kalmadı ve siyasal bir kırılma da yaşandı. Özellikle depremzedeler ama her şey gözlerinin önünde cereyan eden tüm ülke halkı bu devletin ve özellikle devleti bugün yürütmekte olan Erdoğan iktidarının notunu verdi. Artık en geri bilinçli insanlarımız bile “bu benim devletim” derken bir daha ve bir daha düşünecek. Artık Bahçeli ne kadar yırtınırsa yırtınsın, “devletin bekası” dünkünden çok daha zor!

 

- Advertisment -spot_img
- Advertisment -spot_img
- Advertisment -spot_img

DİĞER HABERLER

KÖŞE YAZILAR

Trump’ın Başkanlığı bir Kabus mu?

Aydın Çubukçu

Ortadoğu’nun Çıkmazı

Aynı kategoridenOkuyun
Aynı kategoriden okuyun