HaberlerRöportajDAY-MER Başkanı Aslı Gül’den kongreye çağrı: Elimizdeki en önemli güç, dayanışma...

DAY-MER Başkanı Aslı Gül’den kongreye çağrı: Elimizdeki en önemli güç, dayanışma ve örgütlenmek

Türk ve Kürt Toplumu Dayanışma Merkezi (DAY-MER), önümüzdeki iki yılda yapacağı çalışmaları planlamak ve yeni yönetim kurulunu seçmek üzere 4 Şubat’ta kongresini yapacak. Dernek başkanı Aslı Gül, son iki yıllık süreçteki çalışmaları, Britanya’da yaşayan Türkiyeli göçmen emekçilerin sorunlarını ve geleceğe yönelik hedefleri değerlendirdi.

– Son kongrenizden bu yana geçen iki yılda İngiltere’de hem siyasette önemli gelişmeler yaşandı hem de hayat pahalılığının arttığı koşullarda birçok sektörde grevler oldu. Day-Mer bu gelişmelerin neresinde yer aldı? Türkiyeli işçi ve emekçilerin ve üyelerinizin gündemine bu gelişmeler ne düzeyde girdi?

Evet, son iki yıl içinde işçi ve emekçilerin yaşam koşulları daha da ağırlaştı. Özellikle pandemi sırasında özellikle şirketlere dağıtılan milyonlarca sterlin, başta gıda, giyim, ulaşım gibi temel ihtiyaçlar olmak üzere birçok alanda fiyat artışlarına ve enflasyona yol açtı. Ücretlerin enflasyon altında ezilmesi, bazı iş kollarında çalışma koşullarının ağırlaştırılması sonucu bizlerin yaşam koşulları kötüleşti. Dolayısıyla iletişimden, ulaşıma, sağlıktan eğitime birçok kamu ve özel sektörde grev oylamalarında ezici çoğunlukla evet kararı çıktı. Son 50 yılın en yaygın ve kitlesel grevlerini yaşadık bu süreçte.

Day-Mer olarak özellikle antipropagandası yapılan iletişim, sağlık ve diğer sektörlerde neden greve çıkıldığı ve emekçilerin taleplerinin neler olduğuna dair toplantılar yaptık. Sosyal medya ve yerel gazetelerde yapılan grevlerin duyurusu, talepleri ve grev ziyaretlerini yaygın bir şekilde paylaştık. Kahvaltılarımızda, kendi yaptığımız ve bizim dışımızda yapılan etkinliklerde de grevdeki emekçilerin talepleri ve neden desteklememiz gerektiğine dair yazılı sözlü bilgilendirmeler yaptık. Yapılan zamlar, hayat pahalılığı, ücretlerin düşüklüğü bu sorunlar Türkiyeli işçi ve emekçilerin, dolayısıyla üyelerimizin de sorunları. Grev olan sektörlerde de az da olsa çalışan Türkiye kökenli göçmen emekçiler var, örneğin postacılar, öğretmenler, hemşireler, otobüs şoförleri gibi. Örneğin postacıların grevinde grevde olan postacı arkadaşımızın ve sendika temsilcisinin katılımıyla derneğimizde toplantı gerçekleştirdik bu süreçte. Sonuç olarak, istediğimiz düzeyde Day- Mer olarak grevlerin merkezinde yer alamasak da, parçası olmaya çalıştık. Grevde olan işçilerin taleplerinin ve kazanımlarının bizim de taleplerimiz ve kazanımımız olduğunu etkili bir şekilde anlatmaya çalıştık.

– Yerli ve göçmen emekçilerin ortak mücadelesine Day- Mer özel bir önem veriyor. Türkiyeli göçmenleri temsil eden bir dernek olarak bu konuda neler yaptınız?

Önceden belirttiğim gibi hayat pahalılığı, çalışma koşullarının kötüleşmesi, ücret düşüklüğü greve çıkılmasına sebep olan sorunlar, biz Türkiye kökenli göçmen emekçilerin de yaşadığı sorunlar. Ek olarak Muhafazakar Parti’nin uyguladığı göçmen karşıtı söylem ve propaganda, ırkçı söylem ve eylemlerin artmasını da beraberinde getiriyor. Dolayısıyla hem yerli emekçilerle yaşanan sorunların aynı olması, hem de hükümetlerin emekçileri bölmeye yönelik yaptığı göçmen karşıtı ve ırkçı propagandaya karşı ortak mücadele bizim panzehrimiz. Bu önümüzdeki süreçte daha da önem kazanıyor zira ekonomik olarak yaşanacak krizlerde ve süren savaşlarda emekçilerin mücadelesini bölmeye yönelik uygulamalar dünyanın bir çok yerinde sermaye kesiminin sözcüsü hükümetler tarafından uygulanan bir politikadır. Dolayısıyla yerli ve göçmen emekçilerin sorunlara karşı ortak mücadelesi hayati önemde. Biz yaptığımız basın açıklaması, toplantılar, eylemler ve çağrılarda her zaman buna özel bir vurgu yaptık. Festivallerimizde ve İngiltere’deki gündem ve gelişmelerle ilgili yaptığımız panel ve toplantılarımızda mutlaka mücadeleci yerli ve diğer göçmen sendikacı ve sivil toplum kuruluşlarından temsilcilerin olmasına özel önem vermeye çalışıyoruz. Savaş karşıtı Stop the War koalisyonu ve ırkçılığa karşı Stand up to Racism gibi örgütlerin merkezi ve yerel örgütlenmelerinde yer alıyoruz ve çalışmalarına katılıyoruz.

– Son iki yılda Rusya- Ukrayna savaşına ve İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarına tanık oluyoruz. Savaş karşıtı eylemler, İsrail ve onun en büyük destekçilerinden İngiltere’yi protesto ve Filistin’e destek eylemleri, birçok ülkeye kıyasla İngiltere’de çok daha kitlesel ve süreklilik gösteriyor. Bu eylemleri ve Day-Mer’in katılımını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sürekli ve güçlü bir savaş karşıtlığı var Britanya’da. Stop the War Koalisyonu’nun sürekliliğini korumasının da bunda payı büyük. Özellikle Avrupa’da Ukrayna-Rusya savaşıyla ilgili hem NATO’nun genişletilmesine ve savaş kışkırtıcılığına hem de Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline karşı bir duruş sergiledi ve baskılara rağmen geri adım atmadı. Bu taleplerle yürüyüşler düzenledi bu dönemde ve biz de hem bu yürüyüşlere katılım noktasında çağrılar yaptık, yürüyüşlere katıldık hem de konuşmacı olarak yer aldık. Derneğimizde bu konu ile ilgili toplantılar yapıldı. Aynı şekilde Gazze’ye ve Filistin halkına yönelik soykırıma varan saldırıların başlamasından itibaren güçlü ve her hafta artan kitlesellikle eylemler, toplantılar, yürüyüşler, anmalar gerçekleşti ve hala gerçekleşiyor. Day-Mer olarak Filistin sorunu ve bugünkü süreçle ilgili toplantılar yaptık. Hackney, Haringey ve Enfield başta olmak üzere üç bölgede yerel yapılan Filistin’e destek ve dayanışma yürüyüş, toplantı ve anmalara katıldık. Aynı şekilde merkezi olarak yapılan yürüyüşlere de çağrılarımızı yaptık ve katıldık.

– Day-Mer’in çalışmaları arasında Türkiye halklarıyla dayanışma da var. Depremzedelerle ve işçi ve emekçilerin mücadelesi ile ne tür dayanışmalar örgütlediniz?

Evet, maalesef 2023’te 6 Şubat depremi hepimizi derinden etkiledi. Bu süreçte halkları, dolayısıyla bizleri ayakta tutan dayanışmadır. Biz de en başta bunu yapmaya çalıştık. İstasyon önlerinde, büyük alışveriş merkezlerinde başta gençlerimiz ve kadınlarımız olmak üzere üye ve dostlarımızla iki hafta boyunca yardımlar topladık. Ölümlerin artmasında devletin çok geç müdahalesini özellikle yerli kamuoyuna duyurmaya çalıştık. Sadece sokaklarda değil, birçok İngiliz emekçiden bu süreçte hem maddi hem manevi destek ve mesajlar geldi. Örneğin Clapton kadın futbol takımı kendi aralarında topladıkları maddi desteği bize ulaştırdılar. Bir heyet ile deprem bölgesini ve yardımlarımızın ulaştırıldığı yerleri ziyaret ettik.

– İngiltere’de hayat pahalılığı giderek daha fazla hissedilirken, Türkiyeli toplumun önemli bir kesimi de hizmet sektöründe, asgari ücretin altında çalışıyor. Bu konuda yaptığınız çalışmalar var mı?

Evet, bununla ilgili olarak ülkenin en büyük sendikalarından UNITE ile ortak çalışmamız sonucunda Göçmen İşçiler, Gıda, Perakende ve Servis İşçileri Şubesi kuruldu. Sendika şubesinin çalışmalarında yer aldık. Hizmet sektörü Türkiye kökenli göçmen emekçilerin de yoğunlukta çalıştığı alanlardan biri ve hastalık ve tatil ödeneği olmaması, asgari ücretin altında çalışılması, zorbalık ve kötü muamele gibi sorunlar buralarda yaygın. Bu sorunlara karşı, özellikle bu sektörde işçilerin örgütlenmesinin merkezinde yer alacak bir sendika şubesinin kurulması ve üyelik çalışmasının parçası olmaya çalıştık bu süreçte. Özellikle iş yerlerindeki haklar ve sendika üyesi olmanın önemi ve kurulan sendika branşı ile ilgili çıkan materyallerin üç bölgede dağıtımına üyelerimizle katıldık.

– Kongrenizden sonra yeni dönemde hedefleriniz neler? İngiltere ve dünyada yaşanan gelişmelere bakarak kongrenizde Türk ve Kürt göçmen emekçilere nasıl bir çağrınız olacak?

Yerli ve göçmen emekçilerin yaşam alanları, çalışma ve yaşam koşullarının kötüleşmesine ve saldırılara karşı yaşadığımız semtlerde, eğitim, sağlık ve hizmet sektörü başta olmak üzere alanlarda sürdürülen çalışma ve ortak mücadele, önümüzdeki süreçte daha da yoğunlaşacağımız alanlar. Aynı şekilde göçmenlere, mültecilere karşı sürdürülen kara propaganda ve emekçileri bölmeye yönelik ırkçı politikalara karşı, yerli örgütlenmelerle birlikte merkezi düzeyde ve yerellerde sürdürülen çalışmaların parçası olmaya ve dünden daha fazla yer almaya devam edeceğiz. İşgallere ve savaşa karşı, savaş karşıtı hareketin de parçası olmaya ayrı bir önem vereceğiz. Bu, yerellerde Türkiye kökenli göçmen emekçi kitleye yönelik bilgilendirme, aydınlatma ve örgütlenme çalışmasına daha da yoğunlaşacağımız bir dönem olacak. Bu çalışmalarda gençlerimiz ve kadınlarımızın daha aktif katılımını sağlamak bir diğer hedefimiz. Çağrımız sürdürülecek bu çalışma ve mücadelede bulundukları sendikalarda, yerel örgütlenmelerde yerlerimizi almak, zira Day-Mer bu mücadelenin bir parçası ve Türkiye kökenli emekçilerin sesi ve temsiliyeti açısından önemli bir mevzi. Kongremiz son iki yılın değerlendirilmesi, önümüzdeki süreçte gelişmeler ve çalışmalarımızın kararlaştırılması, yerli ve göçmen kuruluşların temsilcileriyle yer alması açısından önemli bir platform. Kısacası artarak devam edecek saldırılara karşı elimizdeki en önemli güç dayanışma ve örgütlenmek. Yüz yüze olduğumuz sorunların boyutu karşısında ancak bir araya geldiğimizde bir güç olabilir, sesimizi duyurabilir, değişim sağlayabiliriz. Dolayısıyla çağrımız örgütlenmek olacak.

– Türkiyeli emekçilerin dikkatle takip ettiği bir kurumsunuz. Neden insanlar Day-Mer’in çağrılarına katılsın? Neden Day-Mer’e üye olsun?

Day-Mer din, dil, milliyet, cinsiyet gözetmeksizin, emeğiyle geçinenlerin ve ezilen halkların ve emekçilerin bir parçası. Yaşadığımız ülkede yüz yüze olduğumuz sorunlara karşı mücadele etmek isteyenler, kültürel, eğitsel, sosyal açıdan kendisini geliştirmek ve ifade etmek isteyen Türkiyeli emekçiler için bir mevzi. Yaşadığımız sıkıntılar yerli ve diğer göçmen emekçilerin yaşadıklarından çok farklı değil. Özellikle sistemin teşvik ettiği bencil, tüketime dayalı bir yaşam tarzının sonuçları olan yalnızlık duygusu, yaşam koşullarının ağırlaşması sonucu artan yoksulluk, bu sorunların yol açtığı ruhsal bunalım diğer toplumlarda olduğu gibi bizim toplumumuzda da var olan sorunlar.

Kısacası bu ülkede yaşıyoruz ve genel olarak emekçilerin yaşadığı sorunlardan muaf değiliz, bu ülkenin bir parçasıyız ve bu sorunlar bizi aynılaştırdığı gibi, sürdürülecek çözüm mücadelesi de bizi ortaklaştırıyor. Yalnız değiliz. Birlikte dayanışma halinde olmak, birlikte örgütlenmek, birlikte mücadele etmek bizi güçlendiren özelliklerimiz. Day-Mer emekçilerin çıkarlarını esas alan ve onların talepleri için mücadele eden bir dernek. Tüm bu nedenler ve daha da eklenebilecek noktalardan dolayı toplumumuz çağrılarımızı önemsiyor. Dolayısıyla başta Türkiye kökenli göçmen emekçilerin kendi örgütleri olan Day-Mer’e üye olmaları gerektiğini düşünüyoruz.

 

Haber Merkezi
Haber Merkezihttps://gercek.co.uk
Gerçek Gazetesi, 2010 yılında Londra'da kurulan bir gazetedir, başta İngiltere olmak üzere, Türkiye ve dünyadaki toplumsal, ekonomik ve politik gelişmeleri takip ederek halka aktarmak için çalışıyor.
- Advertisment -spot_img
- Advertisment -spot_img
- Advertisment -spot_img

DİĞER HABERLER

KÖŞE YAZILAR

Trump’ın Başkanlığı bir Kabus mu?

Aydın Çubukçu

Ortadoğu’nun Çıkmazı

Aynı kategoridenOkuyun
Aynı kategoriden okuyun