Büyük Britanya İmparatorluğu’nun Osmanlı toprakları içindeki komplocu-emperyalist faaliyetlerini, açık alanda Association of the Friends of England in Turkey (Türkiye’de İngiliz Muhibleri Cemiyeti) sürdürüyordu. Bu cemiyetin merkezi İstanbul’da olmasına rağmen, asıl faaliyet alanı Osmanlı hâkimiyeti altındaki Arap topraklarıydı. Resmi olarak amacı, ““İdaresi altında milyonlarca İslam nüfusu bulunan İngiltere Devleti ile Saltanat ve Hilâfeti” arasındaki ilişkileri geliştirmek olarak açıklanan cemiyet aslında bir casusluk teşkilatıdır. Cemiyetin üyeleri arasında Padişah Vahdettin, Damat Ferit Paşa, Dahiliye Nâzırı (İçişleri Bakanı) Ali Kemal, Âdil ve Mehmet Ali Beyler ile Sait Molla gibi isimler de bulunuyordu.
İskoç Presbyterian Kilisesi’ne mensup İngiliz Papaz Frew, Cemiyet’in gizli yöneticisidir. Papaz Frew, İngiliz haber alma örgütünün İstanbul bölümündedir. Kendisine Padişah tarafından nişan verilmiştir. İngilizlerin direktifleri ve parasal yardımları onun kanalıyla Cemiyet’e aktarılmıştır.
Cemiyet’in iki ayrı yönü bulunmaktadır. Birincisi, açık yönüdür. “Osmanlıların İngiltere’nin ilmî, edebî, içtimaî ve iktisadî sahalardaki gelişmelerinden istifade etmesini sağlamak” şeklinde ifade edilen bu görünürdeki amaç, pek çok Osmanlı devlet adamını ve aydınını örgütlemeye hizmet etmiştir. İkinci yönü ise, “Osmanlı İmparatorluğu’nun içten parçalanması için zemin hazırlamak, İngiliz himayesinin memleketin kurtarılması için tek çare olarak gösterilmesini sağlamak, Suriye, Irak ve Filistin’i İngiltere’ye bağlamak için çalışmak” şeklindeki gizli amaçlarıdır.
Bu çok yönlü etkinlikleri planlayan ve yürüten esas aktör, Rahip Frewdir. Robert İskoç ajanı, İngiliz kraliyet ordusunda görev yapmış bir rahip ve misyonerdir. Farklı bölgelerde, bu arada Suriye ve Filistin’de Rahip Fru, Albay Emiling gibi isimlerle boy göstermiştir.
İskoçya’da doğdu ve din eğitimi aldı. Hindistan’da yeraltı faaliyetleri ve politik entrikalardaki başarısı sebebiyle Türkiye’ye gönderildi. I. Dünya Savaşı sonrasında 1919-1920 yıllarında İngiliz casusu Sait Molla ile Kuvâ-yi Milliye aleyhinde iç isyanlar çıkarılması için çalıştı. Sait Molla’dan ele geçen belgelere göre Sait Molla ile birlikte isyancıları ve casusları para ile destekledi ve Anadolu’daki İngiliz casus ve köstebeklerini Sait Molla vasıtasıyla yönetti.
Suriye ve Filistin’de ise, Arap kabile reisleri, sözü dinlenen din önderleriyle yakın ilişkiler kurdu ve Osmanlıya karşı Arap ayaklanmaları için zemin hazırladı. Filistin ve genel olarak Arap toprakları, İngiltere açısından, “Hindistan’a giden yol” olmak bakımından önem taşıyordu. Mezopotamya ile birlikte ele alınırsa Filistin İngiltere’ye, Mısır’dan Hindistan’a uzanan karayolunu sağlıyor ve Afrika ile Asya İmparatorluklarını birleştiriyordu. İngiltere’nin amacı, Doğu’daki sömürgeleri ile olan ulaşım yolarını ve bu bağlamda Akdeniz’deki stratejik su yolarını güvence altında tutmaktı ve Akdeniz’e kıyısı bulunan Filistin ve Suriye büyük öneme taşıyordu.
Bu yüzden İngiliz gizli istihbarat teşkilatı Entelijans Servis, en değerli ajanlarını bu bölgede görevlendirdi. Elinde bir cetvelle harita başına geçen ve bilinen sınırları çizen Gertrud Bell ve onun yetiştirmesi dahi casus ve Araplar arasındaki adıyla “Sarı İmam Lawrence”, en önemlileriydi.