Dış Haberler Servisi
Emeklilik yaşını 2 yıl artırmak isteyen Fransa hükümeti, Anayasa’nın özel maddesini kullanarak emeklilik yasasını meclisi devre dışı bırakıp yasalaştırma peşinde. Milyonlarca işçi kentlerin sokaklarıyla meydanlarını doldururken grevler sürüyor…
Thacher ve Reagan’ın işaret fişeğini ateşledikleri neo-liberal politikaların uygulamaya konmasıyla dünyanın çehresi değişmeye başladı. Tekelci sermaye “sosyal devlet” adına ne yapılmış ve halklar hangi kazançları elde etmişse, tümünü geri almak üzere saldırıya geçti. Eğitim, sağlık ve belediye hizmetleri dahil kamu mülkiyetinde olan her şey özelleştirilmeye başlandı. Şimdi örneğin NHS’in bazı bölümleri özel şirketlerin elinde. Çok sayıda özel okul eğitim alanını doldurdu. Belediye evi ise neredeyse kalmadı, özel şirketlere satıldı.
Emeklilik fonları tekellerin göz diktiği alanlardan. Hemen bütün ülkelerde emeklilik yaşı yükseltildi ve daha da yükseltilmeye çalışılıyor. Tekellerle emirlerindeki burjuva hükümetler birkaç yıl daha fazla emekli maaşı ödemekten kurtulmak için “mezarda emekliliği” dayatma çabasında.
Diğer ülkelerden geri kalmayan Fransa tekelleri ve hükümeti de, emeklilik yaşının çok düşük olduğu iddiasında ve 62 olan emeklilik yaşını 64’e yükseltmek istiyor. Emeklilik sisteminin işlerliğini garantiye alabilmek için bu değişikliği şart sayıyor. Yoksa sistem çökermiş.
Türkiye’de emeklilik yaşı bu iddiayla yükseltildi ve emekli olabilmek için 7100 gün sigorta pirimi ödemiş olma şartı getirildi. Emeklilikte yaşa takılanlar kangrene dönüşen bir yara. Ama hiçbiri, tekellerin hükümetinin emeklilik fonlarını kapitalistlere kredi olarak dağıtmasını engellemedi. Üstelik şimdi yeni bir sömürü yolu olarak herkese bireysel emeklilik dayatılıyor.
Macron hükümeti de, pirim ödeme süresinin uzatılması ve emeklilik yaşının 64’e çıkarılmasının sigorta sistemine yılda 17,7 milyar Euro ek gelir sağlayacağını ve şimdi açık veren sistemin gelir-gider dengesinin 2027’de sağlanacağını ileri sürüyor. Bu, hem sistemin yükünü işçilere yıkmak için söylenen bir yalan, hem de sendikaların dediği gibi, sistemin iddia edilen zararı zenginlerden ek vergi alınmasıyla karşılanabilir.
Macron, seçim kampanyasında emeklilik yaşını 65’e çıkaracağını söylemiş, hükümet tepkiler sonrası bunu 64’e düşürmüş ve en düşük emekli maaşının 1200 Euro olacağını belirtmişti. 64 yaşın uygulamaya konma girişimi ise büyük tepkiye neden oldu. Anketlere göre halkın üçte ikisi değişikliğe karşı. Üstelik parlamentoda da büyük bir muhalefet var.
Ocak’ta düzenlenen iki büyük grev tüm sendikaların ortak çağrısıyla başladı ve devlet memurlarıyla işçiler yaygın olarak greve çaktı. Okullar kapandı, otobüs ve trenler çalışmadı.
Gösterilere karşı Paris’te 4 bin, ülke çapında ise 11 bin polis görevlendirildi.
Mart ortasında, ülke 1995’ten bu yana en büyük grev ve gösterilerle sarsılırken, Macron hükümeti harekete geçti. Tasarı Senato’da kabul edildi. Meclis’teki oylamanın hemen öncesinde, Başbakan E. Borne Anayasa’nın 49/3 maddesine dayanarak Meclis’i by-pass edip yasayı yürürlüğe koymayı kararlaştırdı.
Bu karar, Paris işçi ve emekçilerini sokağa döktü.
Mart boyunca süren çöp toplama işçilerinin grevi nedeniyle kent sokaklarında binlerce ton çöp birikti. Gösterilerde birçok kentte çöp kutularından barikatlar yapılıp ateşe verildi. Nantes ve Rennes’de bazı yollar barikatlarla trafiğe kapatıldı. Paris ve Lyon’da polis halka göz yaşartıcı gaz ve tazyikli suyla müdahale etti. Nice’te ise devlet dairelerinin önünde ateşe verilen çöp kutularını temizledi.
Sadece sokaklarda gösteriler yapılmıyor. Grevler ülkede yaşamı etkiliyor. Sanayi, demiryolu, gaz ve elektrik işçilerinin greve katılması, ulaşım, kamu hizmetleri ve enerji üretiminde büyük aksamalara neden oldu. Petrol rafinerilerinde grev haftalar sürdü, petrol istasyonlarının yaklaşık %20’si yakıtsız kalıp kapandı, ülke genelinde yakıt sıkıntısı yaşanıyor.
Petrol rafinerilerinden tedarik dururken, öğretmenlerin greve çıkmasıyla çok sayıda okul da kapandı. Pek çok tren ve metro hattı çalışmadı. Grevci işçiler sanayi bölgelerine giden yolları araçlarıyla trafiğe kapattı. Paris’teki iki havaalanında bazı uçuşlar iptal edildi. Eiffel Kulesi de grev nedeniyle kapanan yerlerden.
Bu arada Macron muhalefetin güven oylamasına muhatap oldu. Güvensizlik oyları 278’le hükümeti devirmek için gerekli olandan 9 eksik kaldı. Muhalefete katılmış olan Le Pen’in ikinci güven oylaması girişimi de başarısız oldu ve emeklilik yaşının yükseltilmesinin önünde yasal bir engel kalmadı.
Ama işçiler ve uzun yıllar sonra ilk kez tabandan gelen baskıyla en liberali de dahil olmak üzere bir arada yasa tasarısına karşı çıkarak grev ve gösterilerin devamından yana tutum alan sendikalar geri çekilmedi, çekilmiyor. Sonuncusu Mart sonunda gerçekleşen grev ve gösteri dalgası yatışacak gibi görünmüyor.
Parlamentodaki yasal muhalefet aşılsa bile, fabrikalarla işyerleri ve sokağın sesini susturamayan ve polis şiddeti ve tutuklamalara rağmen grev ve gösterileri durduramayan hükümet sonunda geri adım atmayı gündemine aldı. Başbakan Borne, emeklilik yasası tartışmalarını sona erdirmek için hem muhalefet hem de sendikalarla görüşeceğini açıkladı.
Macron yasanın ertelenmesini istemezken, Borne açıklamasında, bir daha tartışmalı yasaları parlamentonun onayı olmadan yürürlüğe koymaya çalışmayacağını da söyledi ve “sakinleşmemiz gerek” dedi.
Sol muhalefetin başını çeken Mélenchon “Sükunet için yasa geri çekilmeli” derken, Macron “Bu reform lüks değil, mecburiyet” diyor. Genellikle grev ve gösteri yanlısı olmamasıyla tanınan liberal CFDT Sendikası’nın başındaki Laurent Berger ise, Macron’a, yasa tasarısını altı ay geciktirme ve bu süre içinde bir çözüm aramayı önerdi.