İskoçya Ulusal Partisi (SNP) lideri ve İskoçya Özerk Yönetimi Başbakanı Nicola Sturgeon sekiz yıldır yürüttüğü parti liderliği ve başbakanlık görevlerinden istifa etti.
“Aklım ve kalbim görevi bırakmak için zamanın doğru olduğunu söylüyor” sözleriyle 15 Şubat’ta sürpriz istifa kararını açıklayan Sturgeon, yeni lider seçilene kadar görevine devam edeceğini belirtti.
SNP lideri ve başbakan olarak görev yapan ilk kadın ve bu görevde en uzun süre kalan kişi olan 52 yaşındaki lider, ülkeyi yönetmenin kendi üzerinde yarattığı “fiziksel ve ruhsal etkiyi” gözden geçirmek zorunda kaldığını söyledi. Açıklamasında, siyasetin ön saflarında 20 yıldır verdiği mücadelede karşılaştığı zorluklarda tereddüt etmediğini belirterek, kararının “kısa dönemli baskılardan kaynaklanmadığını” vurguladı.
Nicola Sturgeon, 2014’te İskoçya’da yapılan bağımsızlık referandumunda bağımsızlık yönünde oyların yüzde 45’te kalması nedeniyle eski SNP lideri Alex Salmond’ın istifa etmesi üzerine görevi devralmıştı.
2016’daki Brexit referandumunda Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden ayrılma kararı alması, İskoçya’nın AB’de kalmasını savunan SNP’nin bağımsızlık referandumunu yeniden gündeme getirmesine neden oldu.
BİRLEŞİK KRALLIK HÜKÜMETİNDEN İKİ ENGELLEME
İskoçya’nın Birleşik Krallık’tan ayrılarak bağımsız bir ülke olması gerektiğini savunan Sturgeon, Ekim 2023’te ülkede yeni bir bağımsızlık referandumu düzenlenmesini istemişti. Ancak bunun için Birleşik Krallık hükümetinin onayı gerekiyor ve hükümet bu onayı vermeyi reddediyor. İstifa konuşmasında bağımsızlık talebini tekrar dile getiren Sturgeon, referandumun engellenmesini “demokrasi rezaleti” olarak niteledi.
İskoç demokrasisini koruma ve halkın iradesini muzaffer kılma sorumluluğunun SNP’ye düştüğünü belirten Sturgeon, “Bunu başarmak için İskoç siyasetindeki bölünmeyi aşmamız gerekiyor ve bunun için yeni bir lidere ihtiyaç var” dedi.
SNP, bağımsızlık kampanyası ile ilgili olharak 19 Mart’ta özel bir konferans düzenleme kararı almıştı. Ancak lider seçiminden dolayı konferansın ileri bir tarihe ertelenebileceği öngörülüyor.
Birleşik Krallık hükümetinden bir diğer engelleme de, İskoçya’da trans bireylerin cinsiyetlerini hukuken değiştirmelerini kolaylaştıran bir yasal düzenlemeyle ilgili geldi. İskoçya Parlamentosu, uzun tartışmaların ardından bu düzenlemeyi Aralık ayında kabul etmişti. Ancak merkezi Birleşik Krallık hükümeti bu düzenlemeye onay vermeyeceğini açıkladı.
Sturgeon bunu “İskoçya Parlamentosu’na saldırı” ve “büyük bir hata” olarak nitelemiş, konuyu mahkemeye taşıyacaklarını söylemişti.
İSKOÇYA ÖZERK YÖNETİMİ
İskoçya, 1999’dan bu yana ülkenin iç işleyişiyle sağlık, eğitim, ulaşım vb. politikalardan sorumlu özerk bir hükümete sahip.
İskoçya’da 2007’ye kadar İşçi Partisi ile Liberal Demokratların koalisyon hükümeti iktidardaydı. Bu tarihten sonra ve 2021’e dek ise, SNP tek başına hükümet etti. Ardından Yeşiller’le koalisyon hükümeti kurdu. Bir sonraki seçimler ise 2026’da yapılacak.
Hayat pahalılığı, sağlık ve eğitim alanında mevcut sorunlar, hastanelerde uzun bekleme süreleri, öğretmenlerin ücret artışı talebiyle grevleri vb. sorunlar ülkenin yakıcı gündemleri arasında.
İskoçya’da İşçi Partisi’nin oylarını almak üzere eski lider Alex Salmond döneminde dile getirilen sosyal demokrat politikaların birçoğu söylemde kalsa da, ücretsiz kreş, ücretsiz okul yemekleri, çocuk başına 25 sterlin ödeme gibi önlemlerle çocuk yoksulluğunu azaltma, üniversite eğitimini yaygınlaştırma, yoksulların vergi yükünü bir miktar hafifletme gibi konularda Sturgeon’ın bazı adımlar attığı değerlendiriliyor.
Pandemi döneminde de Boris Johnson hükümetinin sergilediği “doğal seçilim” ya da “güçlü olan ayakta kalsın” tutumuna kıyasla Sturgeon’ın ne yaptığını bilen tavırları da daha insani bulunmuş ve Sturgeon’a puan kazandırmıştı.
Ancak Nicola Sturgeon’ın eşi ve SNP yöneticisi Peter Murrell’in partiye 107 bin sterlin borç vermesi konusu, polis soruşturmasına tabi tutulan Sturgeon’ın başını ağrıtan konular arasında.
Sturgeon, bağımsızlık kampanyasında önemli bir isimdi. Ancak, İskoç ekonomisine hükmeden yabancı sermayeye bağlılığı, AB, ABD, Britanya hükümeti ve NATO’yu uluslararası düzenin koruyucuları olarak gördüğü belirtilerek, eleştirilere de maruz kalmıyor değil.
Yeni seçilecek liderle SNP’nin bağımsızlık konusunda nasıl bir yol izleyeceği sorusu yanıt beklerken, İskoç halkının ekonomi, hayat pahalılığı, NHS gibi acil sorunlara öncelik verdiği değerlendirmeleri yapılıyor.
YENİ LİDER SEÇİMİ
SNP liderliği için üç aday var: Ash Regan, Humza Yousaf ve Kate Forbes. Nicola Sturgeon’ın Sağlık Bakanı Yousaf’ı desteklediği, ancak NHS’teki kriz nedeniyle adaylıktan çekilmesi çağrıları yapıldığı belirtiliyor. Finanstan sorumlu Forbes, SNP politikalarıyla uyumsuz, LGBT ve kürtaj haklarına sıcak bakmayan muhafazakâr bir isim olarak görülüyor. Regan ise, trans bireylerin cinsiyetlerini hukuken değiştirmeleriyle ilgili yasaya karşı çıkıp hükümetten istifa etmişti.
Partinin yaklaşık 100 bin üyesi 13 – 27 Mart tarihleri arasında oy kullanarak yeni liderlerini belirleyecek.
Yeni liderin seçilmesiyle birlikte Sturgeon da istifasını Kral 3. Charles’a sunacak.