ManşetPratisyen doktorlar 10. kez greve çıktı: NHS’e daha fazla bütçe

Pratisyen doktorlar 10. kez greve çıktı: NHS’e daha fazla bütçe

Pratisyen hekimler, ücretlerinin iyileştirilmesi için Birleşik Krallık’ı oluşturan üç ülkede ayrı ayrı grevler gerçekleştirdi. Grevler İngiltere ve Galler’de eş zamanlı olarak 24 Şubat’ta hayata geçirildi. Kuzey İrlanda’da ise pratisyen hekimler 48 saatlik grevlerini 6 Mart’ta başlatma kararı aldı. Pratisyen hekimler İngiltere’deki 10. grevlerinde 100 saat, Galler de ise 72 saat greve çıktılar. İngiltere’de yapılan son grevlerle beraber pratisyen hekimlerin greve çıktığı gün sayısı 44’e yükselmiş oldu.

Ulusal Sağlık Servisi NHS bünyesinde çalışan doktorların neredeyse yarısını oluşturan pratisyen doktorların grevi nedeniyle, yine on binlerce ameliyat ve randevu iptal edildi. Uzman doktorlar kendi yaptıkları işleri bırakıp pratisyen hekimlerin açığını kapatmaya zorlandı. Hükümete seslerini grevler ile duyurmaya çalışan pratisyen hekimler, sağlık çalışanları ve halkın desteğini almak için 26 Şubat Pazartesi sabahı, Londra, Manchester ve Birmingham’da merkezi noktalardaki hastaneler önünde kitlesel gösteriler yaptılar. Yapılan gösterilere katılarak pratisyen doktorların haklı taleplerini sahiplenen halk, hükümetin ve sağcı basının tüm propagandasına rağmen grevlere destek verdi. Son grevler öncesi Savanta adlı şirket tarafından yapılan bir anket rekor seviyelere ulaşan grevlere rağmen, halkın %53’ünün pratisyen hekimleri desteklemeye devam ettiğini de gösteriyor. Grevlere karşı çıktığını belirtenlerin oranı ise ancak grevlere destek verenlerin yarısı kadar.

En son yaptıkları grev oylamasında altı ayı geride bırakan pratisyen hekimler bir taraftan greve çıkarken diğer taraftan da yeni bir grev oylaması başlattılar. Muhafazakâr Hükümet’in 2016 yılında çıkartmış olduğu anti sendikal yasa bir oylamada alınan grev kararının geçerlilik süresini altı ayla sınırlandırmakta. Pratisyen hekimlerin grev oylamasının sonucu Mart sonunda belli olacak. O zamana kadar bir anlaşmaya varılamaması halinde grevler ilkbahardan itibaren kaldığı yerden devam ettirilecek.

NHS’e yeterince bütçe ayrılmamasının yükü sağlık çalışanlarının üzerine yıkılıyor

NHS, Muhafazakâr Parti’nin on yıllardan beri sistematik olarak devam ettirdiği kesinti ve özelleştirmelere politikaları nedeniyle ihtiyacı karşılayamaz hale gelmiş durumda. Sadece İngiltere’de NHS’in yıllık ihtiyacı olan bütçe 7 milyar sterlin iken, hükümetin bütçeden ayırdığı miktar 3 milyar 300 bin sterlin. Sağlık hizmetleri için 2010 ila 2019 yılları arasında Birleşik Krallık’ta kişi başına yapılan harcama Avrupa Birliği ortalamasından %18 daha azdı. Avrupa Birliği’nin kişi başı sağlık harcaması ortalaması 3 bin 655 iken Birleşik Krallık’ın kişi başı sağlık harcaması 3 bin 55 sterlinde kaldı. Halk sağlığı için ayrılan pay 2015/16 mali bütçesinden bu yana kişi başına %24 oranında kesilmiş durumda. Yeterince personelin, yatağın, hastanenin ve ekipmanın olmamasının bedelini pandemi döneminde çok açık bir şekilde görüldüğü gibi halk ve sağlık çalışanları canları ile ödedi ve ödemeye devam ediyor. 2 bin 100 sağlık ve bakım çalışanı kovid-19 nedeniyle hayatını kaybetti. 10 binden fazla sağlık çalışanı Uzun Kovid tedavisi görüyor. Sağlık ve bakım çalışanlarının %21’i yüksek düzey depresyon yaşıyor. (Pandemi öncesi oran %5). GP açığı 4 bin 200 ki OECD ortalamasını yakalaması için ihtiyaç duyulan GP sayısı 16 bin 700. Eğer Birleşik Krallık, Almanya’nın sağlığa ayırdığı kadar bütçe ayırmış olsa mevcut doktor sayısı %50 ve bütçesi yıllık olarak 40 milyar sterlin artmış olurdu. Ücret ve çalışma koşullarının ağırlığından dolayı, 2022 yılında 40 bini hemşire olmak üzere 169 bin 512 sağlık çalışanı NHS’i terk etti.

Başta pratisyen hekimler olmak üzere sağlık çalışanları, 2010 yılından beri NHS’in özelleştirilmesine ve bütçesinde yapılan kesintilere karşı mücadele ediyor. Gelinen aşamada tüm dünyanın gıpta ile baktığı NHS, 47 bini hemşireler olmak üzere 132 binin üzerindeki personel eksiliği ve bütçe açığından dolayı işlemez hale gelmiş durumda. Tedavi için sadece İngiltere’de randevu bekleyenlerin sayısı 7 milyon 750 bin civarında. Her hafta 500’den fazla hasta zamanında müdahale yapılmadığı için hayatını kaybediyor. Pandeminin başlangıcından buyana 30 bin hasta kalp tedavisi için sıra beklerken hayatını kaybetti.

Başbakan Rishi Sunak vaadini tutturamadığını itiraf etti

Tüm bu verilere rağmen, Muhafazakâr Parti Lideri ve Başbakan Rishi Sunak, sağlıkta yaşanan sorunların faturasını, her yıl eriyen ücretlerine ve ağırlaşan çalışma koşullarına rağmen kendi sağlıklarını ve hayatlarını hiçe sayarak hastalarının tedavisi için uğraşan pratisyen hekimler ve sağlık çalışanlarının üstüne yıkmaya çalışıyor. Geçen yılın başında NHS bekleme listesinde olanların sayısını azaltacağını vaat eden Sunak, tutturamadığı hedefinin sorumluluğunu greve giden doktorların ve sağlık çalışanlarının üstüne yıkmaya çalıştı. NHS’in bekleme listesinde olanların sayısı azalmak bir yana Sunak’ın vaadinden bu yana 400 bin daha artmış durumda. Sunak katıldığı bir televizyon programında vaadini yerine getiremediğini kabul ederken gerekçe olarak greve çıkanları işaret etti. Sunak’ın bu açıklamasına hem sendikacılar hem de meslek örgütleri tepki gösterdi. Unison genel sekreteri Christina McAneaSunak’ı suçlu aramak yerine başarısızlığının ‘sorumluluğunu almaya’ davet etti. İngiltere Tabipler Odası’ndan Profesör PhilBanfield ise Sunak’a, grevlerin olmadığı 2010 ila 2022 yılları arasında bekleme listesinde beş milyonluk bir artış olduğunu hatırlattı. Banfield ‘‘Bekleme listesinin artması hükümetin; sağlık hizmetlerini yıllarca ihmal etmesi, personel yetersizliği, krizi ve kapasitedeki sürekli düşüşü tersine çevirmek için gereken doktorların uzmanlık ve becerilerine değer vermemesinin doğrudan bir sonucudur.” dedi.

Sunak’ın açıklamasına bir tepkide Kraliyet Hemşirelik Koleji direktörü Patricia Marquis’ten geldi. Marquis, bekleme listelerini azaltmadaki başarısızlığının yükünü ön saflarda çalışan hemşirelere bıraktığı için hükümete ateş püskürdü. Marquis, “Başbakan, uzun yıllardır artan bekleme listeleriyle mücadele edemediği için greve çıkanları suçlamak yerine, personel seviyelerini artırmak için hemşirelik işgücüne yatırım yapmalıdır” dedi. Marquis açıklamasının devamında hemşirelerin çalışma koşullarına ve personel açığına “Neredeyse her vardiyada personel açığı var; bir hemşire en az 15 hastaya bakıyor ve sadece İngiltere’de NHS’de 40.000’den fazla hemşire açığı var.” sözleri ile dikkat çekti.

NHS hepimizindir, sermayeye kaptırmamak için mücadele etmek zorundayız

Greve çıkan pratisyen hekimlere bir destek de Türk ve Kürt Toplumu Dayanışma Merkezi Day-Mer’den geldi. Day-Mer, pratisyen doktorların greve çıktığı gün bir basın açıklaması yaparak grevlerin desteklenmesini talep etti ve grevlerin nedenlerine dair kamuoyunu bilgilendirdi. Day-Mer’in yaptığı basın açıklamasında pratisyen hekimlerin taleplerine ve sağlık alanında yaşanan sorunların nedenlerine şu şekilde de yer verildi;

‘‘Pratisyen hekimler 2008 yılından buyana yaşanan ücret kayıplarının telafi edilmesini talep ediyor. Hükümetin şimdiye kadar pratisyen hekimlere sunduğu teklif Nisan’da yapılan %8.3 artışa ek olarak % 3 zam oldu. Yapılan % 3’lük zam pratisyen hekimlerin saat ücretinde sadece 50 penilik bir artış sağlıyor. Saat ücretleri 15.50 sterlin civarında olan pratisyen hekimlerin talebi saat ücretlerinin 21 sterline çıkartılması. Pratisyen hekimler yaptıkları grevlerle ücretlerinin arttırılması kadar, kaynak ve personel yetersizliği ile işlemez hale gelen NHS’in durumuna da dikkat çekiyor. Kaynak ve personel yetersizliği nedeni ile işlemez hale gelen sağlık hizmetlerinin tüm yükünü, geçen Aralık’tan beri grevlerle seslerini duyurmaya çalışan; hemşireler, ambulans şoförleri, uzman doktorlar, pratisyen hekimler, ebeler ve hasta bakıcılarda dahil her kademedeki sağlık çalışanları çekiyor. Kabinesinde her daim multi-milyarderlerin eksik olmadığı Muhafazakar Parti, NHS için kullanılması gereken kamu kaynaklarını kovid-19 öncesi ve sonrasında özelleştirmelerle, kovid-19 döneminde ise kişisel koruma ekipmanları alım kontratları ile temsil ettikleri büyük şirketlere aktardı.’’

Day-Mer yaptığı açıklamada, İşçi Partisi’nin sağlık politikalarını da eleştirirken, kesinti ve özelleştirme politikalarına karşı çıkılması çağrısı da yaptı.

‘‘Hükümetin sağlık alanındaki özelleştirme ve kesintilerine bugüne karşı ses çıkarmayan ve iktidara geldiğinde de NHS’in özelleştirilmesinin önünü açan yasayı iptal edeceğine dair bir tutum ortaya koymayan İşçi Partisi iktidarında da sağlık çalışanları ve halkın aynı sorunlarla uğraşmak zorunda kalacağından kuşku yok. O nedenle yapmamız gereken başta pratisyen hekimler olmak üzere hak arayan işçilerin ve kamu emekçilerinin yanında yer almak ve grevlere destek vermek. Day-Mer olarak pratisyen hekimlerin yaptıkları grevleri destekliyor ve taleplerine sahip çıkıyoruz. NHS’i işlemez hale getiren, greve çıkan doktorlar değil, hükümetin uyguladığı kesintiler ve özelleştirme politikalarıdır. Bugüne kadar olduğu gibi kesinti ve özelleştirme politikalarına karşı çıkmaya ve hak arayan işçi ve emekçilerin yanında durmaya devam edeceğiz.’’

İhtiyacı olan herkese ücretsiz sağlık hizmeti vermek için kurulan NHS, daha kuruluşundan buyana Muhafazakâr Partisi tarafından tasfiye edilerek, özel sermayenin ticaret alanı haline getirilmeye çalışılıyor. Süreç içerisinde izlediği politikalar ile muhafazakârlardan bir farkı kalmayan İşçi Partisi de halkın olan NHS’i sermayeye devretmekte bir sorun görmüyor. Hem iktidarın hem de muhalefetin el birliği ile özelleştirmeye çalıştığı NHS savunmak ise sağlık çalışanları ve halka kalmış durumda. Sağlık çalışanları grevlerle halk ise yürüyüş, eylem, gösteri, imza kampanyaları ve protestolarla hükümete ve muhalefete itiraz ediyor.

Parasız sağlık hizmetlerinden bugün bizlerin yarın da çocuklarımızın yararlanabilmesi için, sağlık çalışanlarının grevlerini desteklemek ve halkın yaptığı eylem ve etkinlere katılmaktan başka çaremiz yok. Hepimizin olan bir NHS için hepimiz mücadele etmek zorundayız.

 

- Advertisment -spot_img
- Advertisment -spot_img
- Advertisment -spot_img

DİĞER HABERLER

KÖŞE YAZILAR

Trump’ın Başkanlığı bir Kabus mu?

Aydın Çubukçu

Ortadoğu’nun Çıkmazı

Aynı kategoridenOkuyun
Aynı kategoriden okuyun