13.6 C
Los Angeles
Perşembe, Nisan 24, 2025
HaberlerPolitikaProtestoları denetlemek için çıkartılan yasalar taç giyme töreniyle uygulanmaya başlandı

Protestoları denetlemek için çıkartılan yasalar taç giyme töreniyle uygulanmaya başlandı

Protestoların neden olduğu aksaklıkları sınırlamayı amaçlayan Kamu Düzeni Yasası’, Kraliyet onayını 2 Mayıs 2023’te aldı. Parlamento, öncekilerde olduğu gibi bu yasanın da Birleşik Krallık yasaları ve İnsan Hakları ile uyumlu olup olmadığını umursamayarak hayata geçirdi.

Polis sadece dört gün önce aldığı yetkiyle protesto hakkına acımasızca saldırdı. ‘Kraliyet karşıtı altı protestocu’ taç giyme töreni başlamadan saatler önce tutuklandı. Bu tutuklama, protestoları suç sayan yeni yasaların ciddiyetini ve kapsamının ne kadar geniş olduğunu göstermiş oldu.

2022’de yürürlüğe giren Polis, Suç ve Ceza Yasası ile uygulamaya konan kısıtlama, yetki ve keyfilikler Kamu Düzeni Yasası ile daha da genişletilmiş oldu.

Yeni yasa ile birlikte;

  • Karayolları ve demiryolları dahil “önemli ulusal altyapı”ların aksamasına neden olan protestocular 12 ay hapis cezasına çarptırılabilir.
  • “Kilitleme” olarak bilinen bir taktikle, kendisini bir nesneye veya binaya sabitleyenler altı ay hapis cezasına çarptırılabilir.
  • Protestocuların “ciddi aksama” eylemleri – yani insanların günlük faaliyetlerine devam etmelerini engelleyen gösteriler – gerçekleştirmeleri yasaklandı.
  • Protesto amaçlı tünel kazmak üç yıla kadar hapis ile cezalandırılabilir.
  • Süper yapıştırıcı ve asma kilit taşıdığından şüphelenilenlerin üstleri polis tarafından aranabilir.

Polisin yeni yetkilerinden kaynaklı keyfi uygulamaları taç giyme töreninde zirve yaptı

Kralın taç giydiği gün polis kendilerine verilen tam yetkiyi kullanarak, gerekçe ve delil olmadan Cumhuriyeti savunan altı protestocuyu tedbir amaçlı tutukladı. Düşüncelerini özgürce ifade edebilmek için “Kralım değil” yazan pankartları taşıyan dokuz kişiyi ise kuşatmaya aldı. Bu dokuz kişi tören alayının bulundukları noktadan geçtiği anda ise aranma bahanesi ile sürüklenerek götürüldüler. Protestocular ancak televizyon kameraları hareket ettikten sonra serbest bırakıldı.

Hızını alamayan polis kral yanlısı bir sivili de tutukladı. Onun “suçu” ise kalabalığın içinde Just Stop Oil tişörtleri giyenlerin yanında durmaktı! Belki de en şok edici olan uygulama ise Westminster Belediyesi için gönüllü çalışan 3 kişinin elleri kelepçelenerek gözaltına alınmaları ve on dört saat boyunca karakolda tutulmaları oldu. Metropolitan polisinin de bir parçası olduğu proje kapsamında Soho bölgesinde kadınları tecavüz ve cinsel istismara karşı bilgilendirmek için bildiri dağıtan gönüllüler geçeyi karakolda geçirmek zorunda kaldı.

Gözaltına alınan aktivistlerin ortalığı karıştırmak niyetinde olduklarına dair hiçbir kanıt olmadığını kabul eden Metropolitan Polis Şefi Sir Mark Rowley tutuklamalardan duyduğu “pişmanlığı”, “talihsizlik” olarak nitelendirirse de tutuklamayı gerçekleştiren polisleri savunmaya devam etti. İnanması güç olsa da protestocuları tehdit eden, tutuklayan, onları kameranın görüş alanından uzaklaştıran polis, “protestoyu engelleme amaçlarının olmadığını” iddia ediyor.

En son mevzuatta daha da ileri gidilerek, polisin durdurma ve arama yetkisi protestolarda şüphe duymadan durdurma ve aramayı içerecek şekilde genişletildi. Bisiklet kilitleri, yapıştırıcı veya pankartları bağlayan ipler gibi günlük nesneler suç teşkil eden öğeler arasına alındı. Polis bir kişinin yasaklanmış bir nesne taşıdığından şüphelenirse protestoya katılan herkes aranabilir. Polislere direnen herkes 51 hafta hapis cezasına çarptırılabilir.

Muhafazakar Parti demokratik hak ve özgürlüklere saldırıda ısrar ediyor.

Muhafazakar milletvekili David Davis, yasanın İçişleri Denetleme Komitesi tarafından incelenmesi çağrısında bulunmasına rağmen Başbakan Rishi Sunak’ı ikna edemedi. Davis,

Katıldığı Today programında yasayı ” çok kaba ve çok geniş tanımlanmış çok fazla unsuru var. Kimse bir gününün mahvolmasını istemez, ancak pankart asma hakkı İngiliz demokrasisinde neredeyse mutlaktır.” sözleri ile eleştirdi. Eski kabine bakanı David Davis, Kamu Düzeni Yasa Tasarısı’ndaki değişikliklere karşı oy kullanan tek Muhafazakâr milletvekili oldu. Yasaya bir eleştiride Manchester Büyük Şehir Belediyesi’nin eski polis şefi Sir Peter’dan geldi. Peter, ‘zavallı polisler çıkarılan yasayı anlamakta zorlanıyor’ ifadesi ile bu kadar yetkiye polisin bile karşı çıktığını itiraf etmiş oldu.

Protesto hakkı olmadan, insan hakları ve demokrasi ne korunabilir ne de yeni kazanımlar elde edilebilir. Dünya tarihinin büyük hareketlerinin çoğu protestolar ile gerçekleştirildi ve bir bütün olarak insanlığa fayda sağladı. Süfrajetler, sivil haklar hareketi, Hindistan’ın bağımsızlığı, Güney Afrika’daki ırk ayrımcılığının son bulması, Onur Yürüyüşleri ve niceleri protestolar sayesinde kazanıldı.

Ayrımcılığa maruz kalanlar ve toplumun en duyarlı kesimleri protestoların merkezinde yer almakta ve bu nedenle polisin şiddetine, yeni çıkartılan yasa ve düzenlemelerin yaptırımlarına en çok onlar maruz kalmakta. Kuşkusuz barışçıl protesto hakkı, insan hak ve özgürlüklerinin temeli ve güvencesidir. Protesto hakkının Birleşik Krallık’taki tarihi uzun, güçlü ve onurludur. Belki de bu kazanımlarından dolayı, muhafazakarların demokratik hak ve özgürlüklerimize karşı saldırılarını zirveye çıkardıkları günümüzde protesto hakkı ciddi anlamda tehdit altında. Muhafazakâr Hükümetin bu saldırılarına karşı yerli ve göçmen emekçiler olarak ancak bir arada durarak karşı koyabilir, daha adil ve eşit bir dünya mücadelesini birlikte verebiliriz.

 

- Advertisment -spot_img
- Advertisment -spot_img
- Advertisment -spot_img

DİĞER HABERLER

KÖŞE YAZILAR

Trump’ın Başkanlığı bir Kabus mu?

Aydın Çubukçu

Ortadoğu’nun Çıkmazı

Aynı kategoridenOkuyun
Aynı kategoriden okuyun