TürkiyeTürkiye’de Seçim Var

Türkiye’de Seçim Var

Sonunda tarihi kesinleşti. Kimimizin 30 yıl önce, kimimizin daha az bir süre önce geldiğimiz, çocukluğumuzun, gençliğimizin topraklarında, Türkiye’de 14 Mayıs’ta seçim yapılıyor.

Hem bir cumhurbaşkanı seçilecek, hem de parlamentoyla milletvekilleri yenilenecek.

Hepimiz biliyoruz; Türkiye 20 yıldan fazla bir süredir AKP ve Erdoğan tarafından yönetiliyor. “3 Y’ye karşıyım” diye hükümet oldu. Sözde yolsuzluğa ve yoksulluğa karşıydı. Bir de yasaklara! Ama yolsuzluğu doruğa çıkardı. Dünyanın en zenginleri arasına girdi. Etrafını Karun gibi zengin etti. Delik ayakkabılarıyla fotoğrafları vardı. Şimdi servetini kimse bilmiyor, ama milyarlarca dolar olduğu tahmin ediliyor.

17-25 Aralık’ta Gülen Cemaatiyle hesaplaşırken yolsuzlukları ortaya dökülmüştü. Oğlunun evinin odaları para doluydu. O kadar çoktu ki, para sayma makineleri vardı evde. Sıkışınca “sıfırla oğlum” diye talimat verdiği videoları herkes izledi. Oğlu anlamayınca nasıl da köpürmüş, şuraya, bunu buna götür diye nasıl da anlatmıştı kısık sesiyle.

Yalandan kim ölmüş, yoksulluğu bitirecekti sözde. Diz boyu yoksulluğa batırdı ülkeyi. Türkiye halkının %85’i yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Yarısı da açlık sınırın altında!

En sağlam olduğu konu ise yasaklar. Ülkede yasaktan bol şey kalmadı. Konserler bile yasaklanıyor artık. Eleştiren muhalefete tahammülü yok. Siyasal ve sendikal özgürlüklerle, örgütlenme, toplantı ve gösteri, basın özgürlükleriyle yaşama hakkı ve düşünme özgürlüğünün bile çiğnendiği Türkiye dolu dizgin bir faşist diktatörlüğe sürükleniyor.

Temel bir adım 2018 referandumuyla tek adam yönetiminin kurulmasıyla atıldı. Artık Erdoğan’ın talimatı ve oluru olmadan hiçbir iş yapılamıyor ülkede. Depreme bile izin alınmadan müdahale edilmedi. Asker örneğin, Erdoğan talimat vermediği için, 1999’daki gibi kışlalarından çıkıp depremzedelere yardıma koşmadı.

Erdoğan “Nas” diyerek buyurduğu için Merkez Bankası sürekli faiz düşürüyor. Piyasada gerçek faizinin MB faizinin en az birkaç katı olduğuyla kimse ilgilenmiyor. İç ve dış borç yığılıyor halkın ve gelecek nesillerinin sırtına. Onunla da kimse ilgilenmiyor. Beyler yemelerine bakıyor, bunun için bol keseden ihale dağıtıyorlar yakınlarına. Deli Dumrul misali köprüden geçenden de geçmeyenden de haraç alıyorlar!

Yirmi yıl Erdoğan yükselişini ve iktidarını sürdüremezdi. Tıkanmalar baş gösterdi. Özellikle gelir dağılımının iyice bozulduğu, insanların karın tokluğuna çalışır kılındığı son birkaç yıl, belki ekonominin çarklarının iyice tekler olduğu pandemiyle birlikte tepkiler artmaya ve halkın eğilimleri giderek değişmeye başladı. Korkuyla susturulmakta olanlar giderek susturulamaz oldu.

Tepki aldıkça Erdoğan sömürüyle yolsuzluk ve yasaklarla baskısının dozunu artırmaya yöneldi. Yöneldikçe tepkiler daha da arttı.

2016 darbesini Erdoğan “Allah’ın lütfu” saymıştı. Halkın tepkisi büyümeye başlayınca işleri rast gitmemeye ve tersine her elini attığı elinde kalmaya, almaya çalıştığı her önlem tersi sonuçlar vermeye başladı. Önce 2018 ortalarında başlayan ekonomik kriz belini büktü. Dış kaynak kesildi. İhracatı zorlayınca düşen ücretleri işçilerin tepkisini tırmandırdı. Yasaklarla tepkilerin önünü almaya çalıştı, ama ters tepti.

Halkın tepkileri burjuva muhalefete de cesaret verdi. Millet İttifak kuruldu ve yeni katılımlarla etkisi arttı. Devlet ihaleleriyle yeni palazlanan tekelleriyle Erdoğan’a karşı burjuva muhalefet eski bilindik Koç’larla Sabancılara dayanmayı seçti. Dışarıda da Erdoğan’ın Rusya ile dengelemeye çalışarak aralarından yürümeye çalıştığı ABD başta olmak üzere Batılı emperyalistlere dayandı. Erdoğan dayanmaya çalışmıyor değil, ama iktidarında güven vermez olduklarına şimdi Milletçiler güven verme peşinde.

Bu ittifak İstanbul ve Ankara başta olmak üzere büyük şehir belediyelerini alarak Erdoğan’ı sıkıntıya soktu ve cesaret bularak, kendi önü açtı. Şimdi Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı adayı ve neredeyse Erdoğan’la arasında on puana yakın fark var.

Erdoğan ve müttefikleri karşı devrimci teröre baş vurmazsa, Millet İttifakı cumhurbaşkanlığını alır görünüyor. Ancak karşı devrimci terör ihtimali giderek azalsa bile yok değil. Erdoğan çünkü öyle suça batmış durumda ki, iktidarı kolayca teslim etme niyetinde değil. Hesap sorulacağını bilmesi, terör eğilimini artırıyor. Bunu önleyecek tek güç muhalefetin bu ihtimal karşısında birleşmesi ve tepki vereceğini yüksek sesle ilan etmesi. Erdoğan, ancak altında kalacağını anladığında teröre baş vurmaktan geri durabilir.

Bütün muhalefeti Millet İttifakı temsil etmiyor. 6 devrimci ve ilerici parti ve örgütün kurduğu Emek ve Özgürlük İttifakı, ülkenin üçüncü ittifakı durumunda. Seçime girme yeterliğine sahip HDP, EMEP ve TİP’in de bileşeni olduğu Emek ve Özgürlük İttifakı, muhalefetin oyunu bölmekten kaçınıp ilk turda sonuç alınabilmesini sağlamak için cumhurbaşkanı adayı çıkarmamayı kararlaştırdı. Şimdilik isim açıklamadılar, ancak zaman içinde Kılıçdaroğlu’na destek vermeleri bekleniyor.

Millet İttifakı partileri belirli bazı illerde içlerinden en güçlü partiyi destekleyerek diğerlerinin seçime girmemesini kararlaştırdı. Emek ve Özgürlük İttifakı ise, belirli illerde “alan boşaltarak” aralarından belirli partilerin desteklenmesi görüşünde fikir birliğine varamadı. Şimdilik bütün partiler ittifak çatısı altında olmakla birlikte, TİP en az 41 ilde kendi adıyla seçime katılırken, geri kalan Emek ve Özgürlük İttifakı partileri Yeşil ve Sol Gelecek Partisi listelerinden seçime girecek.

Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde en yüksek katılımı sağlamak yoksulluktan bunalmış, gericiliğe ve faşizme karşı herkesin boynunun borcu. Kimse oy kullanmaktan geri durmamalıdır.

Tabii ki, “Biz İngiltere’de yaşıyoruz, Türkiye’deki seçimden bize ne” diyemeyiz. Gördük, depremde çoğumuz akrabalarımızı, tanıdıklarımızı kaybettik. Küçük bir sosyal medya paylaşımımız Türkiye’ye gitmemizin engeli oluyor. Bu halk düşmanı iktidar ve başındaki tek adamdan kurtulmalıyız. Bununla bitmeyecek, biliyoruz; ama bir nefes de alacak Türkleri, Kürtleri ve Araplarıyla Türkiye halkı.

Erdoğan’ı göndermeli ve parlamento seçimlerinde de mümkün en yüksek oyu almayı hedeflemeliyiz.

İngiltere’de Emek ve Özgürlük İttifakı yandaşlarıyla Demokratik Güçbirliği ve üye derneklerinin yanı sıra diğer bazı dernek ve güçlerin katılımıyla oluşan “Britanya Seçim Koordinasyonu”nun çağrılarına kulak kabartalım ve destekleyelim.

Ortaklarıyla birlikte Erdoğan gidecek, Türkiye işçi sınıfı ve halk kazanacak!

 

Haber Merkezi
Haber Merkezihttps://gercek.co.uk
Gerçek Gazetesi, 2010 yılında Londra'da kurulan bir gazetedir, başta İngiltere olmak üzere, Türkiye ve dünyadaki toplumsal, ekonomik ve politik gelişmeleri takip ederek halka aktarmak için çalışıyor.
- Advertisment -spot_img
- Advertisment -spot_img
- Advertisment -spot_img

DİĞER HABERLER

KÖŞE YAZILAR

Trump’ın Başkanlığı bir Kabus mu?

Aydın Çubukçu

Ortadoğu’nun Çıkmazı

Aynı kategoridenOkuyun
Aynı kategoriden okuyun