Deprem gibi doğal afetlerde, olanakları olan halklar afetzedelere yardımcı olmak için çeşitli çabalar içine giriyorlar. İngşltere’de de bu böyle oldu. Bir çok kurum, kuruluş, gönüllü organizasyonlar ve tek tek emekçiler hemen organize olup yardımlar toplamaya ve depremzedelere ulaştırmaya çalıştı.
Onbinlerce insanın ölümünün asıl sebebinin devlet politikaları olduğunu bilen yurtdışındaki vatandaşlar, bu gerçeği de bilmesine rağmen, öncelikle enkaz altındaki insanların kurtarılması ve zor koşullarda hayata turunmaya çalışan depremzedelere yardımcı olmaya çalışırken, yardımların sağ salim ulaştırılması konusunda da kaygı duymuyor değil.
1999 İstanbul depreminde de büyük yardımlar organize eden, Londra’da faaliyet yürüten demokratik kurum ve kuruluşlar, bu depremde de sokaklara çıktı ve tüm ilişkilerini hayata geçirip yardım topladı.
Yardımda bulunan kişiler, yapılan bağışların devletin eline geçmeden depremzedelere ulaşıp ulaşamayacağını sormayı da ihmal etmiyor. Çünkü Erdoğan ve AKP iktidarı 20 yıl boyunca çalmış, el koymuş ve her tür hile ile ya kendi ceplerine atmışlar ya da yandaş şirketlere aktarmışlar. Bu yüzden halk yardımların devletin eline geçmemesi talebini ve yardım toplayanları uyarma ihtiyacı duyuyor.
İngilizler de kaygılı
Başta DAY-MER ve SPOT olmak üzere birçok kurum ilişkide bulunduğu İngiliz kurumları ile görüşerek dayanışma çağrısında bulundu. Her tür yolsuzluğun dip yaptığı Erdoğan iktidarını artık yakından tanıyan özellikle sendikar, yapılan yardımların güvenilir örgütler üzerinden deprem bölgelerine ulaşmasını talep etti.
Sendikalar, özellikle Gıda-İş ve BİRTEK-SEN sendikalarının alanda depremzedelere yardımcı olmasından dolayı memnuniyetini belirtirken, Türkiye hükümetinin yardımlara el koymaması için uyanık olmak gerektiği konusunda da uyarılarda bulunuyorlar.