Demokratik Güç Birliği Britanya ve Britanya Alevi Federasyonu tarafından 30 Aralık Pazartesi günü ortaklaşa düzenlenen protesto, izlediği politikalarla HTŞ ve bileşenlerini meşrulaştıran ve azınlıklara yönelik soykırımlara ve baskılara sesiz kalarak destek veren İngiltere Başbakan’ı Sir Keir Starmer’ın resmi konutu önünde gerçekleştirildi. İngiltere’de yerli ve yabancı turistlerin en çok ziyaret ettiği yerlerden biri olan Başbakanlık Konutu önünde İngilizce ‘‘Azınlıklar Suriye’de Cihatçılar Tarafından Öldürülüyor’’ pankartı açan göstericiler taleplerini ve tepkilerini dile getiren İngilizce dövizler de taşıdılar. Taşınan dövizlerde ‘’ HTŞ ve IŞİD Suriye’de Alevileri Öldürüyor’’, ‘’Radikal İslamcılar Suriye’de Alevileri Katlediyor’’, Birleşik Krallık, HTŞ’ye Desteğini Kes’’, ‘’Suriye’deki Aleviler Yalnız Değildir’’, Erdoğan ve Colani Suriye’de Alevileri Katlediyor’’ ve ‘‘Suriye’deki Azınlıklar İçin Ayağa Kalk’’ gibi talep, kaygı ve çağrılar yer aldı. İngiltere kamuoyunu bilgilendirmek için çıkartılan İngilizce bildirilerin de dağıtıldığı protesto boyunca hoparlörlerden de deyişler çalındı.
Britanya Alevi Federasyonu tarafından hazırlanan basın açıklaması hem İngilizce hem de Türkçe olarak okundu. Basın açıklamasında, uluslararası destekle Suriye’de tüm kontrolü ele geçiren İslamcı çetelerin azınlıkların hayatlarını ve geleceklerini tehdit ettiğine dikkat çekildi. Basın açıklamasında Britanya ve uluslararası güçlerin radikal çeteleri desteklemek yerine Suriye de tüm halkların eşitliği ve geleceği için yatırım yapması, yardım ihtiyacı olan insanlara destek olması, bölgeye silah satmak yerine insani yardım götürmesi, tıbbi donanımlı ekiplerin çocuklar başta olmak üzere tüm ihtiyaç sahibi insanlara destek sağlaması, Türkiye’nin bölgeye yönelik agresif tavırlarından vazgeçmesi için yaptırımların uygulanması talep edildi.
Basın açıklamasında ayrıca, Britanya ve uluslararası güçlerin radikal çeteleri desteklemek yerine Suriye de tüm halkların eşitliği ve geleceği için yatırım yapması, yardım ihtiyacı olan insanlara destek olması, bölgeye silah satmak yerine insani yardım götürmesi, tıbbi donanımlı ekiplerin çocuklar başta olmak üzere tüm ihtiyaç sahibi insanlara destek sağlaması, Türkiye’nin bölgeye yönelik agresif tavırlarından vazgeçmesi için yaptırımların uygulanması talep edildi. Uluslararası kamuoyunda meşrulaştırılmaya çalışılan radikal cihatçı grupların, sahada masum insanlara en vahşi yöntemlerle saldırdığına vurgu yapılan basın açıklamasında Aleviler, etnik azınlıklar ve farklı inanç toplulukları, bu vahşetin başlıca hedefi haline getirildiğine dair şu tespit ve kaygılara yer verildi.
‘‘Suriye’de Alevilere ve diğer azınlıklara yönelik yapılan zulüm, insanlık değerlerini ayaklar altına almaktadır. Kutsal mekânlar yakılmakta, ibadethaneler yağmalanmakta, mezarlıklar tahrip edilmektedir.
Alevi köyleri bombalanmakta, insanlar katledilmekte ve yerlerinden edilmektedir. Mallarına ve mülklerine el konulmakta, ganimet gibi paylaştırılmaktadır.
Bu vahşet dünyanın gözü önünde yaşanırken, Britanya ve diğer uluslararası güçler sessiz kalmakta hatta HTŞ gibi düne kadar terör listesinde olan guruplara milyonlarca pound yardım yapılmaktadır. Evrensel değerlerle bağdaşmayan bu hukuk tanımazlık derhal son bulmalıdır.’’
Basın açıklamasında katliamlar ve baskılar karşısında Alevilerin adalet ve direniş geleneklerini sürdürdüğü ve mücadele kararlılığı da dile getirildi. ‘‘Dün Kerbela’da Hüseyin’in safında nasıl dimdik durduysak, Banaz’da Pir Sultan, Dersim’de Seyyid Rıza olduysak, bugün de Suriye’deki katliamların karşısında aynı kararlılıkla duruyoruz. Aleviler, bu kanlı planlara boyun eğmeyecek, asla diz çökmeyecektir.
Dost da düşman da bilmelidir ki, bu katliamların faillerini de destekçilerini de sessiz kalanları da unutmayacağız. Tarih bu utancı yazacak ve hak ettikleri lanetle anacaktır. Bugün susmak, yarın aynı zulmün kapımıza dayanmasına göz yummaktır.’’
Basın açıklaması dayanışma çağrısı ile son buldu.
Britanya Alevi Federasyonu’nun basın açıklamasının ardından Demokratşk Güç Birliği Britanya ve Suriye’deki Arap Alevileri temsilen de birer konuşma yapıldı. Yapılan konuşmalarda Aralarında İngiltere’nin de olduğu Batılı ülkelerin desteği ile Suriye’de iktidarı ele geçiren İslamcı cihadistlerin tüm etnik azınlıklar için tehlike oluşturduğu ifade edildi. İsrail’in Filistin’de uyguladığı soy kırımın suç ortağı olan İngiltere’nin şimdi de radikal dinci gruplarla suç ortaklığı yaptı dile getirilerek, olası bir soykırımın önlenebilmesi için hemen harekete geçilmesi talep edildi.
Başbakanlık Konutu 10 Downing Street önünde yapılan protesto gösterisi, Suriye’deki gelişmelere bağlı olarak yapılacak olan eylem ve etkinliklere katılım çağrısı ile son buldu.