TarihBarikatlarda bir doktor

Barikatlarda bir doktor

Tesadüfler tarihte önceden tahmin edilemeyecek ve başlangıç olayıyla bağlantısı kurulamayan sonuçlar doğurur. 1871’de Fransa-Prusya savaşı sırasında, Alman topçular yanlışlıkla Bahçe Çiçekleri Müzesi’ni bombaladılar. Fransızlar bunun yanlışlık değil, barbarca bir saldırı olduğunu iddia ettiler. İddia sahibi, aslında bir ırkçı olan Fransız doğa bilimci Armand de Quatrefage, Prusyalıların Moğol kökenli Finliler olduğunu ileri sürerek, bombalamanın sebebini ırk kökenine bağladı. Bu görüşünü, “Prusyalıların Irkı” başlıklı makalesinde dile getirdi.

Aptal bir Alman subayın hedef hesaplarında yaptığı yanlışlık, hiç gündemde olmayan bir ırk tartışmasına yol açtı. Almanya’dan Dr. Virchow, antropoloji alanında çok kapsamlı bir çalışma yapmaya böylece başladı. Onun derdi de, Prusyalıların Moğol olmadığını kanıtlamaktı. Madem Fransız doğa bilimci, Finliler, Moğollar ve Prusyalılar arasında kök bağları olduğunu iddia ediyordu, o da Finlilerden başlayıp geriye doğru gitmeye karar verdi. Alman okul çocukları üzerinde çalışmaya başladı. 6 milyon yedi yüz elli bin çocuk üzerinde yapılan çalışmanın sonuçları, üstün bir Cermen ırkına inananlar için hayal kırıklığı oldu. Virchow, hiçbir yerde Almanların ya da başka bir ulusun ırksal olarak tek tip olmadığını belirtti. Sanıldığının aksine, Almanların üçte birinden daha azı açık tenli, mavi gözlü ve sarışındı! Sonuç şuydu, evet Almanlar Finli değildi, Finliler de Moğol değildi, ama saf ırk diye bir şey de yoktu! Önemli sayıda Prusyalının esmer ve önemli sayıda Yahudi’nin sarışın olduğu kanıtlanmıştı.  Aryan ırkı kavramının “İskandinav mistisizmi” olduğu ve herhangi bir ırkın veya ulusun üstünlüğüne dair hiçbir kanıt bulunmadığı sonucuna vardı.

Bu saçma sapan tartışma başka bir gelişmenin yolunu açtı. Virchow, Saha çalışmaları sırasında Yukarı Silezya’da patlayan tifüs salgınını derinlemesine inceledi ve sosyal şartlarla salgın arasındaki ilişkiyi görme fırsatı buldu. Junkers olarak bilinen toprak sahiplerinin toprağı ve üretim araçlarını kontrol ettiği ve genellikle vergi ödemekten muaf tutulduğu ekonomik sistemi ağır bir dille suçladı. Özellikle Prusya egemenliği altındaki Polonya topraklarındaki ayrımcılığa, dikkat çekti. Bütün ülkede tam demokrasini kurulmasını, vergilerin fakir işçiler ve çiftçilerden zengin toprak sahiplerine kaydırılmasını, Lehçe’nin resmi dil olarak benimsenmesini, tarım kooperatiflerinin oluşturulmasını, salgında öksüz kalan çocukların bakımı için yetimhanelerin yeniden açılmasını ve yardım fonlarının yerel yönetimlere devrini öneren kapsamlı bir reform programı önerdi. Şüphesiz bütün bunlar hiç dikkate alınmadı.

10 Mart 1848’de Berlin’e döndü sekiz gün sonra, aktif rol oynadığı hükümete karşı bir devrim patlak verdi ve Virchow barikatlarda yerini aldı. Aynı zamanda adaletsizlikle mücadele etmek ve sosyal tıbbı tanıtmak için haftalık bir gazete çıkarmaya başladı. Gazete, “tıp bir sosyal bilimdir” ve “hekim, fakirlerin doğal avukatıdır” sloganlarıyla yayınlandı. Siyasi baskılar onu 1849 Haziranında yayını sonlandırmaya zorladı ve resmi görevlerinden ihraç edildi

Virchow, hayatı boyunca Yahudilerle yakın çalıştı ve Yahudi karşıtlığıyla savaştı. Kölelik karşıtı hareketin içindeydi ve Afrika’nın Avrupa tarafından sömürgeleştirilmesinin aptallık olduğuna inanıyordu. Almanya’nın da koloniler edinmesine karşı mücadele etti.

Virchow, hastalığın hiçbir zaman tamamen biyolojik olmadığını, ancak çoğu kez sosyal koşullardan doğup yayıldığı gerçeğine odaklanan sosyal tıbbın kurucusu olarak kabul edilmektedir. Tuhaftır, bütün hayatında en radikal tavırlar takınmış olan Virchow, Darwin’in Evrim Teorisi’ne de şiddetle karşıydı ve okullarda öğretilmesini de engellemeye çalışmıştı.

 

- Advertisment -spot_img
- Advertisment -spot_img
- Advertisment -spot_img

DİĞER HABERLER

KÖŞE YAZILAR

Trump’ın Başkanlığı bir Kabus mu?

Aydın Çubukçu

Ortadoğu’nun Çıkmazı

Aynı kategoridenOkuyun
Aynı kategoriden okuyun