HaberlerEkonomiHükümetin Dayatttığı Kesintilere ve Yoksullaşmaya Karşı Mücadelede Birleş!

Hükümetin Dayatttığı Kesintilere ve Yoksullaşmaya Karşı Mücadelede Birleş!

Geçen ay işbaşına gelen Sunak hükümetinin ilk ciddi icraatı 17 Kasım’da yapılan bütçe açıklamalarıyla artacak vergi ve sosyal kesintiler oldu. 49 gün işbaşında kalan Truss hükümetinin atadığı ve Sunak’ın geçen ay başbakan olmasından sonra da görevini sürdüren Maliye Bakanı Jeremy Hunt’ın açıkladığı bütçe, bu yıl açıklanan dördüncüsü oldu. Açıklanan önlemlerle, kamu harcamalarında £55 milyarlık kesinti hedeflendiğini söyleyen Hunt, 2022/23 mali yılında £177 milyara çıkacak kamu bütçe açığını ve dünyadaki çalkantılı ekonomik durumu açıklamalara neden gösterdi. Ülke ekonomisinin krize girdiğini de itiraf eden Hunt, bu durumun önümüzdeki yıl da süreceğini kaydetti.

Halkın tümünü etkileyecek bütçe kararlarının başında vergiden muhaf gelir oranlarının 2028’e kadar dondurulması geldi. Enflasyon’a kıyasla daha yavaş artan ücretlerle bu karar, üst vergi kategorilerine giderek daha fazla emekçinin çekilerek daha fazla vergi ödemesi anlamına geliyor. Bu anlamda bu açıklamanın önemli bir sonucu işçi ücretlerinin düşmeyi sürdüreceği. Enerji krizi, artan enerji fatura ve gıda fiyatları ve ücret talepleriyle gereçekleşen grevlerle büyüyen halk tepkisinin bir sonucu olarak da üst vergi oranı £150 binden £125 bine inecek ve %45 gelir vergisi ödemeleri beklenecek.

Ama bütçenin halka değil sermayeye yönelik olduğunu gösteren başka bir unsuru da enerji faturaları tavan fiyayatının Nisan’dan itibaren £3,000’e yükseltmesi. İçinden geçtiğimiz yıl iki katına çıkan faturalar, bu durumda %20’lik bir artış daha da gösterecek. Yine halkın tepkisi ve yayılmayı sürdüren direnişlerin bir sonucu olacak, sosyal yardımlarda da bir kesinti olmamasına rağmen sadece enflasyon oranında artırılacak. Universal Credit alanlar, yardım oranlarından düşük ücretlerle çalışmaya zorlanırken gelir sınırlarını en küçük oranda geçenler yardım bile alamayacak. Halka yönelik yardımlara yaklaşım buyken, Hunt’ın fazla seslendirmediği bir karar da, bankacıların ödediği vergi oranının %8’den %3’e düşürülmesi.

Hükümet Bütçesi Sefalet Reçetesi

Gerek yükselen halk tepkisinin gerekse de önümüzdeki dönemde gerçekleşecek bir seçime yatırım olarak Hunt, NHS bütçesine yılda £3.3 milyar fazla gelir aktarılacağını açıkladı. Ancak King Fund araştırmacılarına göre, pandemiyle esnemiş sağlık sisteminin yılda £10 milyar daha fazla kaynağa ihtiyacı var. Özellikle yaşlılara yönelik sosyal bakım hizmetleri bütçesine de Hunt gelecek yıl £1 milyar, ertesi yıl da £1.7 milyarlık ekler yapılacağını kaydetti.

Bakanlık ve yerel belediye bütçeleri açısından da 2021 planlarının sürdüreleceği ve önümüzdeki 3 yılda sadece %1’lik ek bir artışa gidileceği duyuruldu. Geçen hafta itibariyle %11.1’e ulaşan enflasyon oranları gözetildiğinde bu açıklama, büyük bir kesinti anlamına geliyor. Hunt halkı aldatmaya yönelik olarak kamu hizmetleri bütçesinin artacağını iddia etse de, Local Government Association bütçe arafesinde yaptığı açıklamayla, Croydon gibi bazı belediyelerin iflasın eşiğine geldiğini, yerel bütçe açıklarını kapatmak üzere, %20’lere varan Council Tax zamlarına gidileceğini kaydetmişti.

Son dönem öğretmen ve eğitim emekçi ve sendikalarının yanında kamuoyunda yükselen tepkinin sonucu olarak Hunt, eğitim bütçesinin £2.3 milyar yükseltileceğini de duyurdu. Ancak bu bütçe açıklamalarının tümüne hakim bilinçli muğlaklık bu açıklama açısından geçerli; çünkü bu ek ödenek eğitim emekçilerinin talep ettiği ücret artışlarını da karşılayacak.

“Geçim krizine” yönelik halka yapılacak yetersiz destek de bütçe açıklamalarını önemli güncel diğer bir unsuruydu. Maliye Bakanı enerji faturaları tavan oranlarının £3,000 çıkarılacığını ilan etmenin yanında, Universal Credit gibi gelire bağlı sosyal yardım alanlara £900, engellik yardımları alanlara da £150’lik ödemlerin yapılacağını kaydetti. Belediye ev kiralarının gelecek yıl %7 artış sınırı getirildiği, “ulusal asgari yaşam ücretinin” de gelecek yıl saatte £10,42’e çıkarılacağı konuyla ilgili diğer açıklamalardı. Bunların yanısıra, gelecek Eylül’den başlayarak soyal yardımlar ve sınır oranları enflasyona bağlı olarak artarken, yine son dönemdeki halk tepkisinin bir sonucu olarak da, emekli fonlarında kesintilere gidilmeyecek.

Son olarak, şirketlerden daha fazla alınacak vergilerle (windfall tax) £14 milyar kamu geliri elde edileceğini söyledi Hunt. Kârları bu dönemde hızla artan enerji şirketlerinden alınacak geçici %45’lik bir vergi bu önlemlerden. Ama aynı zamanda business rates’lerde, 700,000 şirketi etkileyecek vergi indirimlerine gidileceği de açıklamaların başka bir ayrıntısıydı. Vergiden muhaf gelir oranı da £5,000’e çıkarılacak. Bunların yanında, şirketlerin %40’ının da ulusal sigortal katkısı ödemeyeceğinin de altını çizdi Hunt. Vergi kaçırma ve yolsuzluğa dair açıklamaları da, muğlak olmanın yanında, bir sonraki seçimlerin gerçekleşmesinin planlandığı 2024’den sonraki dönemle ilgiliydi.

Tek Yol Mücadele ve Birleşme

İşçi ve emekçilerin hem pandeminin hem de emperyalist savaşlara bağlı olarak daha da yoksullaştıkları bir dönemde açıklanan bu bütçe hükümetin değişik tavizler vermiş gibi görünse de sermaye yanlısı daha katmerli bir politika yürütmeye kararlı olduğunu gösteriyor. Ve böylelikle, enerji ve “geçim krizine” bağlı olarak yükselmeyi sürdüren ve genelde ücret talepli emekçi eylemlerine karşı sermayenin bu taleplere boyun eğmek bir yana, kendi istikrarının sarsıldığı bir dönemde girişeceği tüm saldırganlıkların da bedelini pervasızca emekçilere dayatmayı sürdüreceğinin altını çiziyor. Nitekim hükümetin kendi bütçe denetim mekanizması, Office for Budget Responsibility, bu bütçeyle 8 yıllık ekonomik büyümenin silindiğinin, ve yaşam standartlarının önümüzdeki iki yılda hiç görülmemiş %7 oranında düşeceğini kaydetti.

Konuyla ilgili bir açıklama yapan Resolution Foundation, bu bütçeyle gerçek ücretlerin 2008 oranlarına 2027’de varılacağını, hane ortalaması olarak %3.7 dolayında gelir kaybı yaşanacağını kaydeti. Hükümetin bütçe açıklamalarına anamuhalefet partisinin verdiği tepki de hükümetin demogojik yaklaşımının tekrarıydı. Gölge Maliye Bakanı Rachel Reeves yapılan açıklamalara küresel etkenlerin neden göstermesini eleştirdi, “kendimizi içinde bulduğumuz rezalet 12 yıllık Muhafazakar ikitidarının ekonomik başarısızlıklarıdır” şeklinde konuştu. 22 Kasım’da patronlar örgütü CBI (Confederation of British Industry) konferasında yaptıkları konuşmalarda ise Reeves ve Labour lideri Keir Starmer, bütçenin etkilerinden sözetmek bir yana, sermaye yanlısı bir parti olduklarını, içinde sendikalarında olduğu bir ortaklık kurmayı hedeflediklerini söylediler, hem göçmenliğe sınır getirme hem de patronlara ucuz göçmen emeği sözü verdiler.

İktidarın saldırı planı ve ona karşı resmi muhalef bu durumdayken, yine bu dönemde yükselen hemşire, postacı, ulaşım emekçi grevleri bu nedenle büyük bir öneme sahip. Hükümetin yükselmeyi sürdüren halk tepkisine karşı bu bütçede verdiği tavizler kadar grevlere karşı panik halinde, korkudan yükseltilen kutuplaştırıcı söylem de bunu gösteriyor: son dönemde gerçekleşen emekçi mücadeleleri bu politikaları püskürtecek ve daha ilerden haklar elde edecek potansiyele sahip. Son olarak Aralık ayında ücret talebiyle grev kararı açıklamış RMT sendikası genel sekreteri Mick Lynch’in Christmas düşmanı ilan edilmiş olması ya da hemşirelere karşı yükseltilen sahte ahlaki söylem de bunu örnekliyor.

Ancak emekçi gündemini tekrar canladırarak kısmi başarılar elde etmeye başlayan bu mücadelelerin ve yürüten sendikaların birleşik bir mücadele hattına girmemiş olmamaları bu potansiyelin ortaya çıkmasını sınırlamayı sürdürmekte. Bunda sendikalar konfederasyonu TUC’nin Labour Party’e yedeklenmesinin büyük bir rolü olmasının yanında, değişik sendikaların bu mücadelenin farklı evrelerinde olmalarının, birleştirici siyasal bir tutum ve önderliğe sahip olmamalarının da etkisi de büyük. Bu anlamda, RMT ve kamu emekçi sendikası PCS’in son dönemde yaptıkları birleşik ve genel grev ve eylem çağrısı gayet yerinde; bu aynı tutum, göçmen emekçilere de bu mücadeleye yerellerde, işyerlerinde ve talepler üzerinden katılma ve güçlendirme perspektifi sunuyor. Yoksullaşmanın ve son hak kırıntılarının da elden alınmasının sürdüğü dönemde, ortak talepler üzerinde ortak mücadele dışında yaşam koşullarının iyileştirilmesinin yolunun kalmadığını gösteriyor.

 

Haber Merkezi
Haber Merkezihttps://gercek.co.uk
Gerçek Gazetesi, 2010 yılında Londra'da kurulan bir gazetedir, başta İngiltere olmak üzere, Türkiye ve dünyadaki toplumsal, ekonomik ve politik gelişmeleri takip ederek halka aktarmak için çalışıyor.
- Advertisment -spot_img
- Advertisment -spot_img
- Advertisment -spot_img

DİĞER HABERLER

KÖŞE YAZILAR

Trump’ın Başkanlığı bir Kabus mu?

Aydın Çubukçu

Ortadoğu’nun Çıkmazı

Aynı kategoridenOkuyun
Aynı kategoriden okuyun