Uluslararası Para Fonu (IMF), geçen yıl Ekim’de dünya ekonomisinin yüzde 2,7 büyüyeceğini öngörmüştü. Şubat başında yaptığı tahminde ise bunu bir miktar yükselterek 2,9’a çıkardı. ve enflasyonun gerilmeye başladığı tespitinde bulundu.
Geçtiğimiz Ekim’de dünya ekonomisinin ciddi zorluklar yaşadığını belirten IMF, ekonomiyi zora sokan başlıca dört olumsuz etkenin sözünü etmişti. Bunlar, yüksek enflasyon, çoğu bölgelerde sıkılaşan mali koşullar, Ukrayna’da devam etmekte olan savaş ve Covid-19’un başta Çin olmak üzere belirli ekonomiler üzerinde oluşturduğu baskı olarak özetlenmişti. Bu olumsuzluklara bağlı olarak, IMF, önce yüzde 2,9 olarak tahmin ettiği 2023’te dünyanın toplam ekonomik büyümesini 2,7’e düşürmüştü.
IMF, yenilediği Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nda ise, ABD ve Avrupa’da talebin düşmemesi ama sürmeye devam etmesi, enerji maliyetlerinin görece düşmesi ve “Sıfır Covid” politikasından vazgeçen Çin’in hızlı bir toparlanma içine girmesinin dünya ekonomisini az-çok olumlu etkilediğini yazdı. Geçen Ekim’de ekonomilerinin henüz dip yapmadığı ve “en kötü” durumun yaşanmadığını ve bunun için hazırlıklı olunması gerektiğini belirten IMF, şimdi daha iyimser. Ancak yine de, henüz tam bir iyileşme sağlanmadığını ve merkez bankalarının enflasyona karşı mücadelelerini sürdürmeleri gerektiğini belirtiyor. Merkez Bankalarının “enflasyonla mücadelesi”nin anlamını ise herkes biliyor: Mortgage faizlerini de uçurmakta olan faizleri artırma ve devlet harcamalarında, yani başlıca NHS’e belediyelere ve eğitime ayrılan bütçede ciddi kesintilere gitme!
Hala ücretlerini hiç değilse enflasyona ezdirmemek için grevlerini sürdürmekte olan işçi ve emekçiler, IMF’nin bu iyimserleşmesi konusunda tedirgin. Ekonomi toparlanıp canlanacak diye sevinsinler mi yoksa faizler artırılıp devlet harcamaları kısılacak diye üzülsünler mi, karar vermiş değiller. Çözümse, IMF de dahil enflasyon ve ekonomik durgunlukla krizlerin kaynağı olan kapitalizmle hesaplaşma ve ondan kurtulmada.