2022’nin 24 Şubatında Rusya’nın Ukrayna topraklarına saldırısıyla başlayan savaş birinci yılını tamamladı.
Önceleri Rusya’nın kısa sürede sonuç alacağı tahmin edilirken, bu tahmin tutmadı ve birinci yılı dolan savaşta neredeyse bir denge durumu oluştu. Rusya ya ilerleyemiyor ya da ilerlemiyor, ancak artık sonuç alıcı bir saldırı yürütmediği ortada.
Bunda başta ABD olmak üzere NATO ve genel olarak Batının Ukrayna’ya sağladığı desteğin büyüklüğünün payı tayin edici. Hatta, ABD ve NATO’nun Ukrayna’ya destek sağlamaktan çok, bu ülkeyi “piyon” olarak kullanarak bizzat kendi savaşını yürüttüğünü söylemek yanlış olmaz. Ukrayna’yı savaşa neredeyse arkasından iterek en başta ABD ile İngiltere sürükledi. Önce Ukrayna’yı Rusya’nın “kırmızı çizgisi” olduğunu bilmelerine rağmen AB ve NATO’ya alma politikası izledi ve Rusya’yı kuşatmaya çalıştılar. Ve Rusya saldırdı saldıracak propagandasıyla savaş kışkırtıcılığı yaptılar. Rusya’nın saldırısının ardından ise milyar dolarlık destekler sunarak Ukrayna’yı silahlandırıp donattılar. Özellikle uzaydan sağladıkları istihbarat ve verdikleri yerden havaya güdümlü füzeler Rusya’nın hava üstünlüğünü dengeledi. Şubat ayı içinde Rusya savaşta 10. general kaybını verdi. Çok sayıda da savaş gemisi kaybetti.
Üstelik Batı ülkelerinin Rusya’ya koydukları tarihte eşi görülmemiş sertlikteki ambargonun kapsamına girmeyen neredeyse hiçbir şey yok ve bunlar Rusya’yı şüphesiz etkiliyor. Ancak bir karşı etkisi de var ve Rusya’yı daha çok Çin, Hindistan, İran ve Türkiye gibi ülkelerle ticareti sıkılaştırmaya yönlendiriyor ki, bunlardan Çin ve Hindistan küçümsenir ülkeler değiller.
Savaşın yıldönümünden bir gün önce BM Genel Kurulu’nda yapılan bir oylamayla Rusya kınandı. Oylamada 141 olumlu oy vardı. Ancak Çin, Hindistan, İran ve G. Afrika dahil 32 ülkenin çekimser kalması Belerus, K. Kore ve Suriye gibi 7 ülkenin ise Rusya lehinde oy kullanması, bu ülkenin tem bir tecrit içinde olmadığının kanıtı oldu.
Bu emperyalist savaş daha sürer görünüyor.