HaberlerToplumPolis bir genci daha vurdu

Polis bir genci daha vurdu

Kullandığı araç mobese kameraları tarafından şüpheli olarak tanımlanan 24 yaşındaki siyah genç Chris Kaba, kendisini takibe alan polisler tarafından vurularak öldürüldü. Arabasında yapılan aramada silahsız olduğu ortaya çıkan Kaba, 5 Eylül akşamı kafasına aldığı tek kurşunla yaşamını yitirdi.

Kurumsal ırkçılık devam ediyor

Siyahlara yönelik şiddetin ve ırkçılığın kurumsallaştığı İngiltere’de, 1990’dan beri, 1880’den fazla insan ya doğrudan güvenlik güçlerinin müdahalesi ile ya da resmi kurumlarda gözaltına alındıktan sonra can verdi. Polisin ve devlet kurumlarının elinde can verenlerin ezici çoğunluğunu siyah ve etnik kökenliler oluşturuyor. Polisin üst aramaları ve kontrollerine maruz kalanların ezici çoğunluğunu siyahların ve etnik azınlıkların oluşturduğu ise şimdiye kadar yapılan sayısız araştırma ile defalarca kanıtlandı. Kurumsallaştığı kabul edilmiş olmasına rağmen ne polisin ne de devlete ait kurumların ırkçı ve ayrımcı politikalarında bir değişiklik olmadı. Ve şimdiye kadar hiçbir polise ve kamu görevlisine ceza verilmedi. Bu nedenle ChrisKaba’nın vurularak öldürülmesi polis ve ilgili devlet kurumları tarafından sıradan adi bir adli vaka olarak kabul edilerek üzeri kapatılmaya çalışıldı.

Adalet sokaklarda aranır oldu

Kaba’nın ailesi ile yakınları polis ve devlet elinde can verenler, seslerini duyurabilmek ve adalet talep etmek için hemen harekete geçerek, ilk hafta sonuna denk gelen 9 Eylül günü Londra’nın merkezinde bir protesto düzenlediler. Başta BBC olmak üzere İngiltere’deki tüm ulusal basının protestodan bir gün önce hayata veda eden Kraliçe 2. Elizabet’in ölümü ve yasına kilitlendiği saatlerde Londra’nın merkezinde 5 bin kişi adalet talep etmek için yan yana geldi. Seslerini duyurmaya çalıştı. Kaba’nın ailesinin adalet talebini ve 5 bin kişinin seslerini duyurmak için yaptığı yürüyüşü görmezden gelen polis ve ilgili kurumlar, aradan yaklaşık bir hafta geçmesine rağmen Kaba’nın canını alan silahı ateşleyen polisin ifadesini dahi almadı. Polisin, tahammül sınırlarını zorlayan keyfi yaklaşımını protesto etmek ve tecelli etmesin istenen adaleti talep etmek üzere binlerce kişi bir kez daha Londra polis teşkilatı ScotlandYard önünde toplanma kararı aldı.

Güneşli bir Sonbahar günü olan 16 Eylül’de kimileri Kraliçe 2. Elizabeth’in tabutunun tutulduğu Westminster Salonu’na varmak kimileri de Chris Kaba için adalet talep etmek için Westminster Metro istasyonun yolunu tuttu. İngiltere Medyası’nın 96 yaşında ölen Kraliçe 2. Elizabet için 19 Eylül’de yapılacak cenaze töreninin detaylarının derdine düştüğü saatler de,

24 yaşında polis tarafında vurularak öldürülen siyah genç Chris Kaba için adalet talep edenler bir kez daha Londra polis teşkilatı Scotland Yard önünde toplandı. Başbakanlık Konutu, Parlamento Binası, Big Ben, London Eye ve Kraliçe 2. Elizabeth’in tabutunun tutulduğu Westminster Salonu’na yürüme mesafesinde olan Scotland Yard önünde yapılan protestoda, adalet ve hakikat hep bir ağızdan atılan öfkeli sloganlar ile talep edildi. Yapılan konuşmalarda Siyahlara yönelik sistemli bir şekilde devam ettirilen ve kurumsalmış olan polis şiddetine dikkat çekildi, ırkçılık ve ayrımcılık her bir konuşmacı tarafından ayrı ayrı protesto edildi.

Siyah olmak suç değil

Chris Kaba için Adalet (JusticeforChris Kaba) ve Irkçılığa Karşı Ayağa Kalk (Stand Up Against Racism) tarafından düzenlenen eylemde Kaba’nın yakınlarının yanı sıra, yakınları polis tarafından öldürülen aileler, Siyah Hayatlar Önemlidir Kampanyası içerisinde yer alanlar ve İşçi Partisi eski lideri Jeremy Corbyn katılımcılara seslendi. Yapılan konuşmalarda Kaba’yı vuran polisin ancak kamuoyunda yükselen tepkiler sonrasında açığa alınmasının ve hala sorgulanmamış olmasının kabul edilemez olduğu vurgulandı. Siyah olmanın bir suç olmadığı dile getirildi. Öfkenin hâkim olduğu protestoda katılımcılar, mücadele kararlılıklarını ‘adalet yoksa barış da yok’ sloganları ile dile getirdi. Aynı gün polisin işlediği cinayeti protesto etmek ve adalet talep etmek için İngiltere’nin birçok şehrinde de dayanışma eylemleri yapıldı.

Adalet arayanlar birleşiyor

Polis ve devlet kurumları karşısında on yıllardan beri adalet arayanların buluşma noktasına dönüşen bu protesto ve eylemler aynı zamanda, binlerce insanın yaşadığı acıları bir kez daha tetikliyor. Acıları ve öfkeleri ortak olan aileler, yıllar içinde adalet arayışlarını ortaklaştırarak bir kampanyaya dönüştürdü. United Familiesand Friends (Birleşmiş Aileler ve Arkadaşlar) adıyla bir oluşum kuran ailelerin ortak adalet talebi,yürütülen düzenli çalışmalar ile kamuoyu gündeminde tutuluyor. Birleşmiş Aileler ve Arkadaşlar kampanyasının en etkili etkinliklerinden bir tanesi, her yıl Ekim ayının son haftasında Londra’da düzenlenen yürüyüş ve buluşma. Türkiye’deki Cumartesi Anneleri’nin buluşmasına benzeyen bu etkinlik, her yıl Trafalgar Meydanı’nda başlıyor ve Başbakanlık Konutu önünde devam ettiriliyor. Bu yıl 29 Ekim Cumartesi günü düzenlenecek etkinlikte Chris Kaba’nın ailesi, aynı adaletsizliği yaşayan 1882 aile ile acılarını ve adalet arayışını ortaklaştıracak.

 

- Advertisment -spot_img
- Advertisment -spot_img
- Advertisment -spot_img

DİĞER HABERLER

KÖŞE YAZILAR

Trump’ın Başkanlığı bir Kabus mu?

Aydın Çubukçu

Ortadoğu’nun Çıkmazı

Aynı kategoridenOkuyun
Aynı kategoriden okuyun