İngiltere’de Muhafazakâr Parti son 13 yıllık iktidarı döneminde demokratik hak ve özgürlükler ile sendikal hakların kısıtlanmasına yönelik sayısız yasa çıkarttı. MuhafazakârParti çıkarttığı tüm baskıcı yasalara rağmen engelleyemediği sokaktaki mücadeleyi kısıtlamak ve sokakları yoksullara yasaklamak için bir yasa da çıkartmaya hazırlanıyor.
Muhafazakâr Parti geçen yılın Kasım’ında parlamentoya sunduğu Ceza Adaleti Yasa Tasarısı (Criminal Justice Bill)’na yeni eklemeler yaparak polisin protestolara müdahale yetkisini daha da arttırmak, barışçıl protestoları dahi engellemek istiyor. Polisin yetkilerini arttırmak için iki yıl önce çıkarttığı Polis Suç ve Ceza Yasası (Polis Crime and Sentecing Act 2022 )’nı yeterli bulmayan Muhafazakar Parti, eksikliklerini Ceza Adaleti Yasa Tasarısı’na ekleyerek tamamlamaya çalışıyor. Yasa tasarısına protestoları etkisizleştirmek için eklenmesi önerilen tedbirler arasında; polise yüzünü kapatan göstericileri tutuklama yetkisi verilmesi, işaret fişeği ya da piroteknik kullanımının yasaklanması ve ulusal anıtlara tırmanmanın suç sayılması var.
Geçen yılın Ekim ayından buyana Filistin ile dayanışmak için Londra’da yapılan hemen hemen her yürüyüşte, yürüyüşe katılanların haklarını kısıtlamak ve polisin gücünü, yetkisini daha fazla hissettirmek ve daha fazla baskı kurmak için polis, mevcut yasaların çeşitli maddelerini uygulamaya koydu. Geçici olarak uygulamaya konan maddeler arasında; polise yürüyüş güzergâhını terk edenleri tutuklama yetkisi veren 1986 tarihli Kamu Düzeni Yasası’nın 12. Maddesi, ulusal altyapı kapsamında tanımlanan bina, tesis, yol gibi yapıların işletilmesinin engellemeye yönelik girişenleri tutuklama yetkisi veren 2023 tarihli Kamu Düzeni Yasası’nın 7. Maddesi, yüzünü maske ile kapatanların tutuklanmasına yetki veren 1994 tarihli Suç Adalet ve Kamu Düzeni Yasası’nın 60AA Maddesi, yürüyüşler sonrasında göstericileri dağıtma yetkisi veren 2014 tarihli Anti-Sosyal Davranış, Suç ve Polis Yasası’nın 35. Maddesi var. Polisin her türlü yasağı ve baskıyı uygulaması için yeterince yasa olmasına rağmen muhafazakârların hâlâ yeni yasalar çıkartmaya çalışması, şimdilerde Filistin ile dayanışma eylemleri öncesinde ise iklim krizine karşı ve ırkçılığa karşı mücadele edenlerin kitlesel gösteri ve eylemleri ile hayat pahalılığına karşı son iki yıl içinde gerçekleşen sayısız grev ve gösterilerden duyulan korkudan kaynaklanıyor olsa gerek.
Sokakta yatmak da suç olacak
Görüşülmekte olan Ceza Adaleti Yasa Tasarısı’na bir itiraz da evsizlere yardımcı olmak için çalışmalar yapan Crisis Vakfı’ndan geldi. Tasarıda, İngiltere ve Galler’de polise ile yerel belediyelere sokakta yatan evsizlere karşı uygulayacağı yeni yetkiler de mevcut. Tasarının yasalaşması halinde sokakta yatan evsizler, evsiz oldukları için 2 bin 500 sterline kadar para cezasına çarptırılabilecek, yerlerinden edilebilecek ve hatta tutuklanabilecek. Crisis Vakfı, tasarıdaki adaletsizliğe dikkat çekmek için bir açıklama yaptı. Crisis, ‘‘Hiçbirimiz evsiz olduğumuz için suçlanmamalıyız. Yoksulluk insanları evsizliğe itmektedir ve 2024 yılında evsizliğin var olması Hükümet politikasının bir başarısızlığıdır. Bu yasa tasarısı, hepimizi güvende tutması gereken bir sistem tarafından başarısızlığa uğratılanları kriminalize edecek ve insanlıktan çıkaracaktır.’’ bu açıklama ile evsizlerin zor durumda bırakacak yasaya karşı çıkılmasını talep etti.
İngiltere ve Galler’de sokakta yatmak 1824 yılından beri suç sayılmakta. Yoksulluğun ve sokakta yaşayanların rekor düzeyde olduğu bir dönemde çıkartılan ‘Serserilik Yasası’’ polise sokakta yatanları uzaklaştırılmaları ve 1000 sterline kadar cezalandırılmaları yetkisi veriyor. Bu yasaya karşı başta Crisis olmak üzere evsizlikle mücadele edenlerin on yıllarca verdikleri mücadele sonrasında parlamento, yaklaşık iki yıl önce yasanın yürürlükten kaldırılması kararı aldı. Ama alınan bu karar hala yürürlüğe konmuş değil, yani teknik olarak sokakta yatmak hala İngiltere ve Galler’de bir suç. Eğer tasarı yasallaşırsa ‘rahatsızlık veren’ durum olarak tanımlanan sokakta yatma/yaşama kriminal bir suç olacak. Tasarı kapı önlerinde yatanları, ‘aşırı kokanları’’ ya da sokakta yatma potansiyeli olan herkesi ‘‘rahatsızlık veren’’ kategorisine alıyor. Yani sadece sokakta yaşamak zorunda kalanlar değil, görünüşü, kokusu ve davranışları ile ‘‘rahatsızlık verme’’ ihtimali olan herkes suçlu ilan edilebilecek.
Muhafazakârların yasalaştırmaya çalıştığı Ceza Adaleti Yasa Tasarısı da daha önce çıkartmış olduğu yasalar gibi, suçun nedenlerini ortadan kaldırmaya değil, uyguladığı politikalara itiraz edenleri ve bu politikaların kurbanları olanları cezalandırmak. Giderek ağırlaşan çalışma ve yaşam koşulları, yaygınlaşan savaş ve çatışmalar, ırkçılık ve ayrımcılık, doğanın talanı ve iklim krizini önlemek için alınan kararların uygulanmaması önümüzdeki dönem kitlesel eylem ve gösterileri kaçınılmaz kılmakta. Ve öyle görünüyor ki İngiltere ve Galler’de işçi ve emekçiler, iktidara kim gelirse gelsin bu çıkartılan yasalardan dolayı talepleri için daha fazla bedel ödemek zorunda kalacak. Ama nasıl ki yüz yıllardan beri çıkartılan hiçbir ferma ve yasa halkın mücadelesini ve hak arayışını engellemeye yetmediyse bu yasalarda giderek keskinleşecek olan mücadeleyi engellemeye yetmeyecektir.