Düzensiz uyku felç ve kalp krizi riskini artırıyor
Türünün en kapsamlı çalışmasına göre, yatma ve uyanma saatlerine düzenli olarak uymamak, gece uykusunu tam olarak alan kişilerde bile felç, kalp krizi ve kalp yetmezliği riskini %26 oranında artırıyor. Önceki çalışmalar uyku süresi ile sağlık arasındaki bağlantılara odaklanmış ve insanlara gece 7-9 saat arasında uyumaları tavsiye edilmiştir.
Bu tavsiye hala geçerliliğini koruyor. Ancak araştırmacılar giderek artan bir şekilde uyku düzenine ve özellikle de düzensiz uykunun etkisine odaklanıyor – bu da kişinin uykuya dalma ve uyanma zamanındaki farklılıklar olarak tanımlanıyor.
Yeni çalışma, düzensiz uykunun, yani her gün farklı saatlerde yatma ve uyanmanın, daha yüksek olumsuz kardiyovasküler etki riski ile “güçlü bir şekilde ilişkili” olduğunu ortaya koydu. Uzmanlar, sekiz saat uyumanın bile sürekli değişen yatma ve uyanma saatlerinin zararlı etkilerini telafi etmek için yetersiz olduğunu söylüyor.
Araştırma, aynı yatma ve uyanma saatlerine ne kadar yakın olunması gerektiğini kesin olarak ortaya koymadı; sadece ne kadar uzak olunursa zarar görme riskinin o kadar yüksek olduğunu gösterdi.
Ottawa Üniversitesi’nden Jean-Philippe Chaput’a göre “Hafta sonları da dahil olmak üzere her gece ve her sabah aynı saatte 30 dakika içinde uyanmayı ve uyumayı hedeflemeliyiz. Her gece ve her sabah bir saatten fazla fark, düzensiz uyku anlamına gelir. Bunun sağlık üzerinde olumsuz etkileri olabilir. Sıfır farka ne kadar yakın olursanız o kadar iyidir”.
Astım ataklarına karşı yeni tedavi
Araştırmacılar 50 yılın ardından ilk kez astım ataklarına karşı yeni bir tedavi yöntemi bulduklarını açıkladı. Tedavide kullanılan bir enjeksiyon, astım atağı sırasında ve KOAH olarak bilinen kronik obstrüktif akciğer hastalığında devreye giren bağışıklık sisteminin bir kısmını baskılıyor.
Benralizumab adlı ilaç zaten şiddetli vakalarda kullanılıyordu, ancak son araştırma astım ataklarında rutin olarak kullanılabileceğini ortaya koydu. İngiltere’de her yıl iki milyon astım atağı vakası kaydediliyor.
King’s College London’dan araştırmacı ekibi yeni ilacın astım tedavisinde devrim niteliğinde olabileceğini söyledi. Araştırmada, tüm astım ve KOAH ataklarının benzer şekilde seyretmediği, farklı kişilerde bağışıklık sisteminin farklı kısımlarının “aşırı” şekilde çalıştığı belirlendi.
Benralizumab maddesi, inflamasyona ve akciğerde tahribata neden olabilen eozinofil adındaki beyaz kan hücrelerini hedef alıyor. Eozinofiller astım ataklarının yarısında, KOAH vakalarının ise üçte birinde devreye giriyor.
Solunum sorunu, göğüste hırlama, öksürük ve nefes darlığına yol açan bu ataklar düzenli inhaler kullanımıyla kontrol altına alınamazsa, doktorlar steroide başvuruyor. 158 hastanın takibiyle yapılan çalışmanın sonuçlarına göre, steroid kullanımında yüzde 74 olan tedavi başarısızlığı oranı, yeni tedavi yönteminde yüzde 45’e düşüyor.
Yaşamın ilk bin gün şeker tüketmek sağlığı olumsuz etkiliyor
Bir bebeğin hayatının ilk bin günü, yani ana rahmine düşmesinden iki yaşına kadarki süreçte şekeri kesmenin sonraki yıllarda çok sayıda sağlık sorununun önüne geçtiği tespit edildi.
İngiltere’de yapılan araştırmada, bebeklik döneminde şeker alımının sınırlanması, tip 2 diyabet riskini yüzde 35, yüksek tansiyon riskini ise yüzde 20 oranında azaltıyor.
Uzmanlar, bir bebeğin iki yaşına kadarki döneminin, genel olarak sağlığını belirleyen önemli bir süreç olduğu görüşünde. Ayrıca erken yaşta şeker tüketiminin ömür boyu sürecek bir tatlı tercihine yol açabileceği tahmin ediliyor.
Erken dönemde şekerin azaltılmasının çocuklara “hayata daha iyi bir başlangıç sağlamak” açısından önemli olduğu belirtiliyor. Ancak gıda konusunda çalışan kimi sivil toplum kuruluşları, İngiltere’de bebekler için pazarlanan gıdaların fazla miktarda şeker içerdiği konusunda uyarıda bulunuyor.
Ailelere, çocuklarına brokoli veya ıspanak gibi daha az tatlı sebzeleri sunmaları, böylece farklı tatlara alışmalarını sağlamaları tavsiye ediliyor.