Hatice Ayla Bozkurt
Depremde sevdiklerini kaybetmiş biri olarak bu yazıyı kaleme almak gerçekten zor. İlk olarak herkesin çok iyi bildiği bir slogan ile başlamak istiyorum. “Deprem öldürmez sağlam yapılmamış binalar öldürür.”
6 Şubat 2023 günü hepimiz büyük bir deprem haberiyle uyandık. Ölen insanlar, kurtarılmayı bekleyenler, yaralılar, yıkılan binalar… Tam bir facia izledik günlerce televizyonlarda ve sosyal medyada. Artçı sarsıntılar devam ederken insanlara nasıl yardım edileceği tartışmaları başladı. Aslında milyonlarca yürek bir olup attı. İhtiyaç listeleri belirlendi ve yardımlar toplandı ve bu yardımlar ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmaya çalışıldı. Bu süreçte işin uzmanlarıyla hareket edilmeyen her işte sorunlar yaşandı. Geç gelen kurtarma ekipleri, haberleşme ağının yeterli olmaması, yardımların organize edilmeden dağıtılması, temel ihtiyaçların karşılanmasında yaşanan zorluklar sadece ekran karşısında olan insanların bile psikolojisini etkiledi. Bu aksaklıklar ve bunların sorgulanması daha günlerce sürecek.
Yaraların sarılması surecinde bile iyi niyetli ama yanlış yapılan işlere tanık olduk. Bu depremden çıkartılacak en önemli derslerden biri, EĞİTİM. Doktorun kasap, mühendisin tezgahtar, öğretmenin ahçı ve bunun gibi binlerce insanın uzman olduğu alan yerine hayat şartlarından dolayı ya da siyasal nedenlerle başka işlerde çalışması temel sorunlardan bir diğeri. Müteahhitleri suçladık, ama onlara binlerce çürük bina yapma fırsatını, iznini, kimler nasıl ve neden verdi? Asıl sorulması gereken soru bu olmalı. “Yarım doktor candan, yarım imam dinden eder” diyen atasözü sanki tam bugünler için söylenmiş.
Yani hiçbir eğitimin ve hiçbir işin yarımı olamaz. Bunun başarılabilmesi için insanların hem kendilerine hem yaptıkları işe saygıları olmalı. Sonunda yaptıkları işin sorumluluğunu almaları gerekir.
Depremi durdurmanın imkanı yoktur, fakat tedbir almak, depremin yaratabileceği hasarları en aza indirgemek yöneticilerin ve bilim insanlarının elinde.
Zamanla yaralarımız sarılacak, ama acılarımız asla unutulmayacak. Umarım bu acıları yetkililer de aklında tutarak dersler çıkarır ve gereken düzenlemeler yapılarak tedbirler bir an önce alınır. Kapıda bekleyen başka felaketler olabileceğini düşünerek yatırımlar yapılmalı. Bunlardan en değerlisi eğitimli ve donanımlı gençler yetiştirmekle olacaktır.
Sosyal medyada ve televizyonlarda yardımların toplandığını görmek herkesi mutlu etti, ama yardımların dağıtıldığı yerlerde insanların yardımları alırken görüntülenmesi bazılarımızı huzursuz etti. Çünkü yardım alan insanların gururunun ve duygularının incitilmeden desteklenmesi çok daha değerli.
Dünyanın her neresinde olursa olsun empati kurarak, tek yürek olup elinden gelen her türlü yardımı yapan herkese canı gönülden teşekkür ederim.