TarihShakespeare kadın mıydı?

Shakespeare kadın mıydı?

Hiç kuşkusuz, en büyükler içinde birinci odur. Dizeleri eskimeyecek, yarattığı tipler ölmeyecek. İnsanlık, bu yeryüzünde nefes alıp vermeye devam ettikçe, sahneler onun oyunlarına açık olacak, kuşaklar boyunca alkışlanmaya devam edecek. Fakat o gerçekte kimdi?

Shakespeare hakkında kuşkular, tartışmalar sayısız kitaba ve makaleye konu olmuştur. Onun hakkında komplo teorileri yaratmanın kendisine göre bir uzmanlık dalı haline geldiğini söyleyebiliriz. Hiç yaşamadığı, kraliyet ailesinden birinin kendine yakıştırdığı takma addan ibaret olduğu, ünlü bir filozofun çaktırmadan yazdığı oyunlara attığı uyduruk bir imzadan başka bir varlık olmadığı, vs. vs.

Son iddialardan biri, onun bir kadın olduğu yolunda!

Edebiyat bilgini John Hudson, “Shakespeare” takma adı arkasına gizlenen kişinin, saray müzisyeni bir aileden gelen Venedikli Yahudi kökenli bir şair olan Amelia Bassano adlı kadın olduğunu ileri sürdü. Bu iddianın kolayca test edilebileceğini söyleyenler çıktı. Shakespeare’in mezarında yapılacak bir ultrason taraması, kemiklerin bir kadına mı yoksa erkeğe mi ait olduğunu kolayca gösterebilirmiş. Ama uzmanlar bunun imkânsız olduğunu söylüyor; çünkü orada tozdan başka bir şey kalmış olma olasılığı yok!

Ayrıca mezarı açmayı 1820’de deneyenler, mezar olarak bilinen yerde tabutu ve kemikleri bulamamışlardı. Zaten, Shakespeare’in mezarı denilen taşın üzerinde, hiçbir şey yazmıyordu. Ne bir isim, ne bir tarih! Peki, neden kazdılar o meçhul mezarı?
Bütün bu akıl almaz hikâyeler ve cevapsız sorular, Shakespeare hakkındaki gizemi arttırıyor ve yeni hikâyelerin kapısını ardına kadar açıyor.

Kadın olma iddiasını ortaya atan Hudson, uzun araştırmalara girişerek, büyük ozanın tüm çağdaşları arasında yalnızca Amelia Bassano’nun edebi şaheserler yaratmak için gerekli yetenek ve üniversite eğitimine sahip olduğu sonucuna vardı. Eserlerinin ayrıntılı bir incelemesi, yazan kişinin birçok Avrupa dilini tam olarak bildiğini, hukuk, astronomi, coğrafya, dünya tarihi, tıp, müzik, edebiyat ve diğer birçok bilim ve sanat hakkında dönemine göre çok bilgili olduğunu gösteriyor. Bilinen Shakespeare, okuma yazma bilmeyen bir eldiven üreticisinin oğluydu, Stratford-upon-Avon’da yaşayan kızları da okuma yazma bilmiyordu. Ailecek cahildi yani! Charles Dickens, Mark Twain, Henry James, Sigmund Freud gibi Shakespeare hayranları da, eserlerin gerçek yazarıyla gösterilen kişinin aynı kişi olmadığı kanısındaydılar. Stratford-upon-Avon’da yaşayan ve adı William Shakespeare olan cimri tefeci, tahıl tüccarı ve küçük toprak sahibi şahıs, Hamlet’in, Kral Lear’in ve diğerler şaheserlerin yazarı olabilir mi?

Kuşkuların güçlü temelleri var. Shakespeare’in bir kadın mı yoksa meçhul bir aristokrat mı olduğu, gerçekte var olup olmadığı veya büyük bir edebi aldatmacanın konusu olup olmadığı magazin okurlarının ilgisini çekebilir, ama herhalde GERÇEK gazetesinin okurları, Kral Lear, Macbeth, Romeo ve Juliet, Hamlet gibi eserlere, meçhul yazarın etrafındaki garip hikâyelerden daha çok ilgi gösterirler.

 

- Advertisment -spot_img
- Advertisment -spot_img
- Advertisment -spot_img

DİĞER HABERLER

KÖŞE YAZILAR

Trump’ın Başkanlığı bir Kabus mu?

Aydın Çubukçu

Ortadoğu’nun Çıkmazı

Aynı kategoridenOkuyun
Aynı kategoriden okuyun