HaberlerKültürVan Gogh'un en iyi tablosu

Van Gogh’un en iyi tablosu

“Bir köylü resmi köylü olmalı, bir kazmacı resimde toprağı gerçekten kazmalı, diyorum; o zaman bu resimlerin temelinde gerçekten bir çağdaşlık olabilir, diyorum. Ancak şu noktayı unutmamak gerekir ki, köylüler, işçiler çıplak değil ve onları nü figürler olarak düşünmek kesinlikle uygunsuz.Ressamlar ne kadar çok köylü ve işçi figürleri yapmaya başlarlarsa o kadar memnun olacağım. Kendi adıma bundan daha iyi yapılacak bir şey bilmiyorum.”

Dünyanın en önemli sanatçılarından biri olan Vincent Van Gogh1885 yılında yaptığı Patates Yiyenler tablosunu ağabeyi Theo’ya yazdığı mektupta böyle anlatıyordu.

Küçük bir odada tavandan sarkan solgun ışığın altında iki kadın, iki erkek ve bir çocuktan oluşan bir madenci bir ailesinin akşam yemeği… Erkekler yorgun argın madenden, kadınlar tarla işlerinden eve dönmüşler. Erkeklerin elleri kir pas içinde. Kadınlar ev işlerinin ardından toplamış oldukları patatesleri pişirmişler. Hep birlikte oturmuşlar, sadece çay ve patatesten oluşan akşam yemeklerini yiyorlar. Kadın çok yorgun ve düşünceli… Çalışmaktan adeta derisi kalınlaşmış, ayların yılların çalışmasıyla rengi koyulaşmış ve yıpranmış elleriyle çay servisi yapıyor.Sofrada sadece patates yenip çay içilen,tavandan sarkan bir gaz lambası,duvarda asılı birkaç raf, küçük bir tablo ve kaşıkların koyulduğu küçük bir sepetle tahta masa ve sandalyeler dışında hiçbir şeyin olmadığı yoksul bir ev.Yoksulların evi.Kullanılan renklerdeki koyuluk, cansızlık, puslu ve kasvetli halin bu insanların yaşamındaki çaresizliği, yoksunluğu, tükenmişliği yansıtması açısından başarıyla kullanıldığını görüyoruz.

Mektupta anlatmaya devam eder Van Gogh. Bu insanları bir lamba ışığı altında patates yerken, toprağı kazdıkları ellerini tabağa koyarken gösterdiğini, bu sayede el emeğini ve dürüstçe ürettikleri yiyeceği yücelttiğini ifade eder. Modernleşmiş insanlardan oldukça farklı bir hayat tarzının etkilerini yansıtmaya çalıştığını, o nedenle kimsenin çalışmanın güzel ya da iyi olduğunu düşünüp düşünmemesini önemsemediğini belirtir.

37 yıllık kısacık ömründe 10 yıldan biraz fazla bir süre içinde aralarında 860 yağlı boya tablonun da olduğu 2100 kadar resim ve çizim çalışması üretti Van Gogh ve bunların çoğunu yaşamının son iki yılında yaptı.

Van Gogh madenciler, işçiler ve tarlalarda çalışan köylülerle iç içe yaşadığı için onları yakından gözlemleme şansı buldu. Londra yakınlarındaki Ramsgate’te ve Londralı işçilerin yaşadığı mahallelerden Isleworth’de yedek öğretmen olarak çalıştı. Rahiplik yapmak için Belçika’nın Fransa sınırı yakınlarındaki bir madencilik bölgesi olan Borinage’ye gitti. Yoksulluk içinde yaşıyor, hastaları ziyaret ediyor ve madencilere İncil’den bölümler okuyordu. Vaizlik mesleğine uygun olmadığı gerekçesiyle işine son verilince yine bir madencilik bölgesi olan Cuesmes’e geçti, yoksulluk içinde yaşamasına karşın yoksullara ve hastalara yardım edebilmek için çabaladı.

Yıllar süren yoğun çalışmalarının çarpıcı bir ürünü“Patates Yiyenler” oldu.

1885’in Nisan ayı boyunca üzerinde çalıştığı Patates Yiyenler, Vincent Van Gogh’un ilk baş yapıtı olarak kabul edilir. Van Gogh, kimilerine göre “en iyi tablom” dediği bu tablo için birçok yağlı boya çalışması ve eskiz yapmıştı.

Tabloya yönelik oran eleştirilerine karşı Theo’ya mektubunda şu satırları yazdı:

“…candan belirtmek istediğim fikir şudur: Lambanın altında patateslerini tabağa el uzatarak yiyen bu insanlar, aynı ellerle toprağı işlemiş adamlardır. İstedim ki, resim, çiftçinin el çalışmasını ve bu kadar namusluca kazandığı besini yüceltsin. İstedim ki, biz uygar insanların yaşayışından bambaşka bir yaşayışı canlandırsın. Onun için herkesin resmi güzel ya da başarılı bulmasını istemek aklımdan bile geçmiyor.”

 

- Advertisment -spot_img
- Advertisment -spot_img
- Advertisment -spot_img

DİĞER HABERLER

KÖŞE YAZILAR

Trump’ın Başkanlığı bir Kabus mu?

Aydın Çubukçu

Ortadoğu’nun Çıkmazı

Aynı kategoridenOkuyun
Aynı kategoriden okuyun