Başbakan Rishi Sunak, teknoloji endüstrisinden gelen güvenlik ve mahremiyet endişelerine rağmen Çevrimiçi Güvenlik Yasası tasarısını savunuyor.
Lordlar Kamarası’nda tartışılmakta olan Çevrimiçi Güvenlik Yasası, sosyal medya platformlarına ve diğer teknoloji şirketlerine yasa dışı materyalleri nasıl değerlendirip sildikleri konusunda kontroller getirmeyi amaçlıyor. Arttırılacak kontroller ile insanların, özellikle çocukların zararlı içeriğe erişiminin engellenmesi planlanıyor. Tasarı yürürlüğe girdikten sonra teknoloji şirketleri – 18 yaşın altındakiler olarak tanımlanan – çocukların ciddi zarar verme riski taşıyan içerikleri görmesini engellemek zorunda kalacak.
Birçok sosyal medya platformunun minimum yaşı ve ebeveyn denetimleri olmasına karşın şirketler, kullanıcılarının yaşını nasıl kontrol edeceklerini açıklamak zorunda kalacak. Instagram gibi sosyal medya platformlarına yaş doğrulama teknolojisi kullanma zorunluluğu getirilecek. Eleştirmenler bu durumun Birleşik Krallık’ta uçtan uca şifrelemeyi kıracağına ve çevrimiçi hizmetlerin güvenliği açısından geniş kapsamlı sorunlara yol açacağına inanıyor. Hükümetin bu konuda teknoloji endüstrisinin sesini dinlediğini belirten Sunak “Herkes çevrimiçi ortamda gizliliğinin korunduğundan emin olmak istiyor, ancak insanlar aynı zamanda kolluk kuvvetlerinin kendilerini güvende tutabildiğini ve bunu yapabilmek için makul koşullara sahip olduğunu da bilmek istiyor ve biz de Çevrimiçi Güvenlik Yasası ile bunu yapmaya çalışıyoruz.” dedi.
Uçtan uca şifrelemeye müdahale güvenlik riski doğurabilir
Çevrimiçi Güvenlik Yasasını çevreleyen en son tartışma, yalnızca kullanıcıların özel mesajları okumasına izin veren bir güvenlik yöntemi olan uçtan uca şifrelemeyi baltalayıp baltalayamayacağı. Whatsapp dahil olmak üzere bir dizi mesajlaşma servisi patronu, zayıflayan şifrelemenin gizliliği baltaladığı ve kişisel mesajların rutin, genel ve ayrım gözetmeyen gözetimine kapı açtığı konusunda uyardı. Whatsapp patronu Will Cathcart, BBC News’e, şifreli mesajlaşmanın mahremiyetini zayıflatmaktansa platformunun Birleşik Krallık’ta engellenmeyi tercih edeceğini ifade etti. Öte yandan Index on Censorship’ten (Sansür Endeksi) Jessica Ní Mhainín, PoliticsHome’a: “Şifrelemeyi kırmak, özel mesajlaşmanın güvenliğini tehdit etmek anlamına gelir ve aslında hepimizi, daha sonra özel bilgilerimize erişebilecek olan kötü aktörlere maruz bırakır” şeklinde açıklamada bulundu. Toplu gözetleme yetkileri, gazetecilerin ve medya kuruluşlarının çalışmalarının hayati kısımlarını tehdit ettiğinden ve bunların birçoğu şimdiden tasarıdaki maddelerle ilgili endişelerini dile getirmişken NUJ, şifrelemenin zayıflamasının gizli iletişimlerde bulunan gazetecilerin ve kaynaklarının güvenliğini riske atabileceğine değindi.
Bakanlara göre tasarı başlangıçta çocukları çevrimiçi ortamda korumanın bir yolu olarak tasarlanmış olsa da, şimdi kapsamını çevrimiçi yanlış bilgilerle mücadele edecek şekilde genişlettiği yönünde.
Metaverse Zararlari
Parlamenterler, Çevrimiçi Güvenlik Yasası’nın şu anda “metaverse” olarak bilinen çevrimiçi sanal gerçeklik topluluklarının ortaya çıkardığı çocuk güvenliği tehditlerinden korunmak için yeterince ileri gitmeyebileceği konusunda uyarıldı. Çocukları çevrimiçi ortamda korumak için çalışan 5Rights vakfının başkanı Barones Kidron, parlamenterlerle metaversanın ortaya çıkan zararlarını tartıştı. Kidron, Lordlar Kamarası’ndaki bir toplantıda teknolojiyi test etmeye ve gençler için oluşturabileceği güvenlik risklerini düşünmeye davet etti. Ayrıca, sanal ‘buluşmanın’ veya ‘dokunmanın’ yasa tarafından fiziksel cinsel istismara benzer şekilde ele alınması çağrısında bulundu.
Teknoloji devleri Whatssapp, Signal ve Element firmalarının patronları mevcut haliyle tasarıya karşı çıkıyorlar ve gerekçelerini, “Tasarı uçtan uca şifrelemeyi kırarak, arkadaşların, aile üyelerinin, çalışanların, yöneticilerin, gazetecilerin, insan hakları savunucularının kişisel mesajlarının rutin, genel ve ayrım gözetmeksizin izlenmesine kapı açabilir”. olarak açıklıyorlar. Ayrıca, “İnsanların özel mesajlarının taranmasına yönelik önerilere karşıyız ve şifrelemeyi ve gizlilik hakkınızı savunmak için diğer uygulamaların yanında yer almaktan gurur duyuyoruz.” diyorlar. Yasadan etkilenecek platformların temsilcileri, bakanları tasarıyı “acilen yeniden düşünmeye” davet eden açık bir mektupta yazdılar. Mektupta, Çevrimiçi Güvenlik Yasasının herkesin gizliliğine ve güvenliğine yönelik oluşturduğu riskleri bir kez daha dile getirdiler. İçişleri Bakanlığı ise bu tip teknoloji firmalarının “platformlarında görülmemiş düzeyde çocuk cinsel istismarının” karanlıkta kalmamasını sağlamak için “ahlaki bir görev” yaptıkları kanaatindeler.
Uçtan uca şifreleme, tüm tehditlere karşı mümkün olan en güçlü savunmalardan birisi. Kamu kurumları ve yaşamsal alanlarda hizmet veren özel sektör en temel sorumluluklarını yürütmek için internet teknolojilerine her zamankinden daha fazla bağımlı. Teknolojiye bağımlılık ve ihtiyacın giderek arttığı bir dönemde uçtan uca şifrelemenin amacını geçersiz kılacak girişimler tüm kullanıcıların gizliliğini tehlikeye atabilir. Siber suçların önlenemez bir şekilde arttığı bir dönemde uçtan uca şifrelemenin siber saldırılara açık hale getirilmesi; arkadaşların, aile üyelerinin, çalışanların, yöneticilerin, gazetecilerin, insan hakları savunucularının ve hatta politikacıların kendilerinin kişisel mesajlarının rutin, genel ve ayrımsız gözetlenmesine kapı açabilir. Şifrelemeden kaynaklı riskler tahmin edilenden daha yüksek olabilir.