Günümüzde, kadınlar iş hayatına aktif bir şekilde katılmakta ve kariyer hedeflerine ulaşmaya çalışmaktadırlar. Gelir elde etmek, aile ekonomisine katkıda bulunmak ve hayatın içinde yer almak erkekler için olduğu kadar kadınlar için de temel insan haklarındandır.
Dolayısıyla, cinsiyet sadece biyolojik bir olgu değil, aynı zamanda toplumsal ve kültürel bir olgudur. Toplumsal cinsiyet rolleri, bireylerin yaşamları ve ilişkileri üzerinde etkilidir. Ancak, bu roller ve beklentiler zaman içinde ve toplumdan topluma değişiklik göstermektedir.
Kadınların iş hayatındaki deneyimleri, kültürel, coğrafi, sektörel ve bireysel faktörlere bağlı olarak çok çeşitli şekilde kendini gösterse de, çalıştıkları işyerlerinde farklı sorunlarla karşılaşabilmektedirler. Ancak, bu sorunlar da ülkeden ülkeye, sektörden sektöre ve bireyden bireye değişiklik göstermektedir.
Genel olarak, işyerlerinde cinsiyet temelli ayrımcılıkla karşılaşan kadınlar terfi, görev dağılımı veya eğitim olanakları gibi konularda cinsiyetleri nedeniyle ayrımcılıkla karşı karsıya kalabiliyorlar. Bu durum, kariyerlerini ilerletmelerine ve yeni beceriler kazanmalarına engel oluyor. Günümüzde hala birçok ülkede, kadınların, erkek meslektaşlarına kıyasla daha düşük ücret aldıklarını da biliyoruz. Ücret eşitsizliği, genellikle aynı işi yapan kadınların erkeklere göre daha düşük ücretle çalıştırılması anlamına gelmektedir.
Kadınlar, iş ve aile yaşamlarını dengelemek için daha fazla esnek çalışma koşullarına ihtiyaç duymaktadırlar. Özellikle çocuk sahibi kadınların, iş ve aile sorumlulukları arasında denge kurmak konusunda ne kadar zorluk yaşadığını kendi kişisel deneyimlerimizden de biliyoruz
Toplumsal normlar ve beklentiler, kadınların belirli sektörlerde çalışmalarını veya belirli pozisyonlara yükselmelerini engellese de bu sorunların üstesinden gelmek için toplumsal cinsiyet eşitliğini teşvik eden politikaların benimsenmesi, eğitim ve farkındalık programlarının düzenlenmesi, cinsiyet temelli ayrımcılıkla mücadele edilmesi gibi çeşitli adımlar atılabilir.
Bu sorunlar genellemelerdir ve her kadının deneyimi farklı olabilir. Ancak kadınlar için eşit fırsatlar ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda mücadeleyi geliştirerek bu sorunların aşılması yönünde adımlar atılabilir.