Savaşı Durdurun Platformu (Stop the War Coalition) tarafından 9 Kasım 2023’te, Londra’da “Gazze’de Savaşı Durdurun” başlıklı bir panel düzenlendi. Filistin’in işgali, süren çatışmalar ve bunun İngiltere’deki yansımaları hakkında toplumun farklı kesimlerinin görüşlerinin aktarıldığı toplantıda, 68 kuşağının önemli politik liderlerinden birisi olan yazar ve tarihçi Tarık Ali de konuşmacılar arasındaydı.
“Filistinlilerin Şiddet İçermeyen Çözüm Arayışları Hep Sonuçsuz Kaldı”
Filistin ile ABD ve İsrail arasındaki ihtilafın sanki durup dururken 7 Ekim’de Hamas’ın saldırılarıyla başladığı yönünde yaygın bir söylem olduğuna dikkat çeken Tarık Ali, Hamas’ın zulmünü desteklemesinin asla mümkün olmadığını vurguladı ancak yaklaşık 30 yıldır devam eden bir bağımsızlık savaşının tam ortasında hiçkimsenin oturduğu yerden taktik konusunda akıl verebilecek durumda olmadığını da belirtti. Hamas’ın stratejisinin açık olduğunu söyleyen Ali “Bağımsızlık ya da eşitlik (eşit yurttaşlık) nevi bir talepleri var.” dedi.
Emperyalist ülkelerin bölgedeki çıkarlarının, Boykot, Tecrit ve Yaptırımlar (Boycott, Divestment and Sanctions-BDS) hareketiyle Filistin’in işgali karşısında bir sonuca ulaşılmasını engellediğini anlatan Ali “Filistinliler bugüne dek ne zaman şiddet içermeyen bir çözüm arayışına girdiyse her seferinde başarısızlığa uğradı” dedi. Ali ayrıca halihazırda olan biten ile Filistin meselesinin çok farklı bir kulvara girdiğini düşündüğünü dile getirdi ve şunları söyledi: “Çünkü direniş kaldığı yerden devam ediyor, belki herkesin hoşuna gidecek bir şekilde değil ancak direniş devam ediyor. Bu işler böyledir. Dürüst olmam gerekirse son birkaç yıldır bu iş böyle nereye gidiyor diye oldukça karamsarlığa kapılmıştım. ‘Hiçkimse bir şey yapmayacak mı?’ diye düşünüyordum. (…) Elbette bir şey olması gerekiyordu; ama bu şekilde ama değil. Şimdi bu olay aslında 1973 savaşının (Arap-İsrail Savaşı) 50’inci yıldönümünde oldu. İşte (Hamas) bu yüzden böyle yaptı, tarihsel bir arka plan var.”
“İçişleri Bakanı Braverman Sesini Kesip Kendi İşine Baksın”
Tarık Ali konuşmasında ayrıca Times of London radyosuna önceki gün verdiği demeçte kendisine İngiltere İçişleri Bakanı Suella Braverman’ın, Gazze’de ateşkes çağrısıyla başta Londra’da olmak üzere pek çok şehirde düzenlenen protesto gösterileri için “Bunlar nefret yürüyüşleri” şeklindeki açıklaması hakkında görüşünün sorulduğunu anlattı. (Braverman birkaç gün önce katıldığı bir kabine toplantısının ardından basına yaptığı açıklamada ve devamında da 8 Kasım 2023’de Times gazetesinde kendi imzasıyla yayımlanan bir makalede “Bana göre bu yürüyüşleri tanımlamanın tek bir yolu var, bunlar nefret yürüyüşleridir” ifadesini kullanmıştı.)
Tarık Ali’nin buna verdiği cevap salonda büyük tezahüratla karşılandı: “Evet doğru söylüyor, hepimiz ondan (Braverman’dan) nefret ediyoruz. Şayet başına geçmek için yeni bir parti kurmaya bu denli hevesliyse saçma sapan konuşmayı bırakıp kabineden ayrılmasının vakti gelmiş, kendi partisinin yarısı da (Muhafazakar Parti) dahil olmak üzere hiçkimse Braverman’ın görüşlerini kaale almıyor, sesini kesip işine baksın.”
Haaretz “İşgal Beraberinde Direnişi Getirir” Diye Yazmıştı
Konuşması sırasında medyanın savaşları haberleştirmesi konusuna da değinen Tarık Ali, liberal bir çizgide olmakla beraber, New York Times ya da Guardian’dan çok daha düzgün gazetecilik yaptığını belirttiği Haaretz gazetesinin, Altı Gün Savaşı’nın ardından 22 Eylül 1967’de, işgal konusunda şunları yazdığını hatırlattı: “İşgal beraberinde yabancı egemenliğini getirir. Yabancı egemenliği beraberinde direnişi getirir. Direniş beraberinde İsrail’in baskısını getirir. Baskı beraberinde terörü ve karşı terörü getirir. İşgal altındaki bölgeleri elimizde tutmak bizi bir ulus olarak katiller ve aynı zamanda katliamların kurbanları haline getirir.”
Erdoğan’ın Açıklamalarına Dair: “Lafla Peynir Gemisi Yürümez”
Tarık Ali toplantının çıkışında Evrensel’in sorularını da yanıtladı. Konuşması sırasında BBC’nin artık kendisinden görüş almaya teşebbüs dahi etmediğini söyleyen Tarık Ali’ye BBC çalışanlarının kurumun tutumundan ötürü tuvaletlerde ağladığı yönünde Times gazetesinde yayınlanan haberi ve ayrıca BBC’nin Beyrut muhabiri Rami Ruhayem’in BBC Direktörü Tim Davie’ye hitaben yazdığı ve BBC’nin artık bu savaşta adeta “suç ortağı” haline geldiği yönünde eleştirilerini aktardığı e-postasını hatırlatarak, BBC başta olmak üzere İngiltere’de ana akım medyanın İsrail- Filistin savaşı hakkındaki haberleri konusunda ne düşündüğünü sorduk. Tarık Ali bu sorumuza İngiltere’de bulvar gazetelerinden ITV’ye ve BBC’ye varıncaya değin yaygın medyanın hep birlikte İngiltere Dışişleri Bakanlığı’nın, İsrail’in ve ABD’nin propaganda aracı olarak haber yaptığını söyleyerek cevap verdi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu durum bana Brejnev dönemindeki tek sesli, hiçbirşeye müsaade edilmeyen Rus basınını hatırlatıyor. Ya da benzer şekilde diktatörlük altındaki Türkiye’yi.”
Tarık Ali’nin bu cevabı üzerine Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İsrail’e yönelik tutumu, Hamas hakkındaki açıklamaları ve Filistin’e destek amacıyla İstanbul’da düzenlenen resmi miting konusundaki görüşünü sorduk. Tarık Ali buna “sert açıklama yaparak bir yere varılmaz, lafla peynir gemisi yürümez” şeklinde çevrilebilecek İngilizce bir deyimle yanıt verdi. (Sticks and stones break one’s bones, but harsh words will never hurt one)
Not :Bu haberin yazılmasının kısa bir süre ardından İçişleri Bakanı Suella Braverman görevden alındı.