İngiltere’ye göç eden Türk ve Kürt toplumlarının ilk yerleştiği Hackney’de 35 yıldır kesintisiz olarak devam eden bir festival var. 1989 yılından beri Londra’da yaşayan Türk, Kürt ve Kıbrıslı Türklerin sorun ve ihtiyaçlarını karşılamaya, yerli ve göçmen emekçilerin birliğini güçlendirmenin çabası içinde olan Day-Mer,’in kuruluşunun ilk yılında başlattığı festival bu yıl 35. kez düzenlenecek. Türk ve Kürt toplumlarının İngiltere’deki 35 yıllık tarihinin en önemli göstergesi ve sembolü olan festival bu yıl 2 Haziran ve 7 Temmuz tarihleri arasında gerçekleşecek. Başlayan geleneksel Day-Mer Kültür ve Sanat Festivali’ni Aslı Gül ile konuştuk.
Geçen yıl yapılan festivalden bu yana Day-Mer ne gibi çalışmalarla meşguldü? Bu yıl 35.sini düzenlediğiniz festival bu yaptıklarınızla nasıl buluşuyor?
İngiltere’deki işçi ve emekçilerin ücretlerden çalışma koşullarına, artan hayat pahalılığına karşı verdikleri mücadele bizimde gündemimizde. En önemliside başta Filistin olmak üzere Ortadoğu’da gelişmeler, Filistin halkının katliamına karşı verilen mücadele de son festivalden bu yana gündemimizde önemli yer tuttu. Bir yandan doktorların ve diğer iş kollarındaki devam eden grevler, koşulların zorlaşmasıyla sıkışan emekçilerin birliğini bozmak için göçmenlere yönelik söylem ve saldırılara karşı mücadele bizlerinde gündemindeydi. Bu alanlarda yerellerde sürdürülen mücadelenin bir parçası olmaya çalıştık. Türkiye kökenli göçmen emekçilere gelişmelerle ilgili bilgilendirme, aydınlatma çalışmalarını yaparken bu mücadelenin bir parçası olmasını sağlamada çaba sarfettik. Öte yandan her yıl gerçekleştirdiğimiz gençlik kampları, kadınlara yönelik çalışmalarımız, etkinliklerimiz, Kültür Sanat Komisyonumuzun Salı günleri yaptıkları etkinlikler, kültürel kurslarımız yıl boyunca devam etti. Festival kapsamında düzenlenen panel, kültür sanat toplantıları ve etkinlikleri, film gösterileri, gençlerin festival kapsamında düzenlediği etkinlikler bir yıl boyunca sürdürdüğümüz çalışmaların yansımasını oluşturuyor.
Festival programınızda neler yer alıyor, bilgilendirebilir misiniz lütfen?
Festivalimiz Haziran boyunca Resim ve Fotoğraf sergilerimiz Londra Toplum Merkezi’nde sergilenecek. Gençlerimiz futbol turnuvası ve park festival hazırlık buluşmasıyla gençlerin futbol aracılığıyla bir araya gelmesini hedeflerken, Park Festivali’de gençliğin örgütlenmesini sağlamak için bir gençlik buluşmasıyla festival programımızda yer alıyor. Day-Mer Londra Meydan Sahnesi’nin hazırladığı ‘Generallerin Beş Çayı’ oyunu üç gün sahnelecek. Aynı zamanda bir yıl boyunca çalışmalarını sürdüren Erbane, Şiir ve Ritm kurslarının yer alacağı Kültür ve Sanat Gecemizde festival programı kapsamında. Hayli sevilen Renkli Resimli Felsefe Söyleşiler etkinliği özel bölümüyle programda yer alıyor. Bu sene büyük Madenci direnişinin 40. yılı ve biz İngiltere’deki maden işçilerinin mücadelesini anlatan Still The Enemy Within film gösterimi ve yönetmeniyle söyleşiyi de festival programına dahil ettik. İşçi hareketindeki gelişmeler ve Filistin Halkıyla Dayanışma panelimiz ise Türkiye’den EMEP Milletvekili Sevda Karaca’nın yanı sıra İngiltere’deki mücadeleci milletvekili ve sendika temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşecek. Park Festivalimiz hem Türkiye’den, hemde İngiltere’den müzik ve dans toplulukları, mücadeleci sendika ve politikacıların kürsüsü olacak.
Bu yılki festivalinizde hangi toplumsal gelişmelere yer vermek istiyorsunuz? Bunların nedenlerinden kısaca bahsedebilir misiniz?
Tabiki. Festivalimizde bir yıl boyunca işçi ve emekçilerin gündemini oluşturan konuları işlemeye, taleplerini ve mücadelesini yansıtmaya gayret ediyoruz. Panelimizin başlığı da bunu yansıtıyor. Hem İngiltere hemde Türkiye’de genel olarak dünyada işçi hareketindeki gelişmeler ve dünya çapında süren Filistin halkıyla dayanışmayı konuşacağız. Yanı sıra İngiliz işçi sınıfının tarihinde derslerle dolu olan Madenci direnişinin 40.yılı olması nedeniyle gösterilecek film gösterisinin de önemli olduğunu düşünüyoruz. Biz emekçilerin zorlaşan hayat koşulları, buna bağlı olarak artan grevler, işçi ve emekçilerin haklarına yönelik saldırılar ve buna karşı verilen mücadele, örgütlenmenin birlikte hareket etmenin önemini hem panelimizde hemde film gösterisinde ele almış olacağız.
Peki bir kültür ve sanat etkinliği olarak bu festival göçmen toplumun kültürel sorun ve gündemleriyle nasıl buluşuyor?
Day-Mer 35. yıldır bu ülkede çalışmalarını sürdüren buralı bir örgüt. Türkiye kökenli göçmen emekçilerin sorunları, ihtiyaç ve talepleri bir diğer yerli ve göçmen emekçilerden çokta farklı değil. Hayat pahalılığından dolayı artan yoksulluktan, sağlık, eğitim ve sosyal servislerdeki kesintilerden, çalışma koşulların kötüleşmesinden her milletten emekçiler gibi bizde olumsuz etkileniyoruz. Göçmenlere karşı çıkan yasalar, söylemler ve yürütülen politikalar sadece göçmen emekçileri değil, yerli ve göçmen emekçilerin birlikte mücadelesine büyük zarar veriyor. Bunun bilinciyle her kesimden emekçileri kapsayan birleştiren çalışmalara, faaliyetlere, etkinliklere kısacası mücadeleye dünden daha fazla ihtiyaç var. Kültür ve sanatsal etkinliklerin bu birlikteliği sağlaması, geliştirmesi, değişik etkinlikler aracılığıyla emekçilerin yanyana gelmesi ve ön yargıların kırılmasında önemli bir işlevi var. İşte festival etkinliklerimiz bir bütün olarak özellikle Türkiye kökenli göçmen emekçiler arasında böyle bir yeri var.
Böylesi bir dönemde festivallerin nasıl bir rolü var?
Bizi bölmeye çalışan politika ve saldırılara karşı kültürel ve sanatsal çalışma ve etkinlikler emekçileri birleştirir. Müzik, resim, sinema, tiyatro evrenseldir ve birleştirici özelliğe sahiptir. Sistemin yarattığı sorunlar ve sıkıntılardan dolayı yalnızlaşmanın, ruhsal sorunların arttığı böylesi bir dönemde kültürel ve sanatsal etkinliklerle yalnız olmadığımızı, birlikte hareket etmenin ve paylaşmanın güzelliğini görmek ve yaşamak dünden daha önemli. Dolayısıyla kültür ve sanatın emekçilerin sürdürdüğü mücadelenin genişlemesinde önemli bir rolü var.
Park festivali programınızın ana etkinliklerinden. Bu etkinliğe dair bilgi verebilir misiniz? Hangi sanatçıları hangi konuşmacıları göreceğiz?
35. yıldır bir festival kesintisiz bir şekilde sürdürmek her açıdan kolay değil. Bu emek demek, örgütlülük demek. Festivalimizde bunu en kitlesel katılımlı etkinliğimiz olan Park Festivali’nde görürsünüz. Karınca misali birçok alanda hummalı bir çalışma yürür. Alana ses cihazının, sahnenin, jeneratörlerin, stantların kurulması, yemek bölümündeki hazırlık, gençlik ve çocuk çadırlarındaki koşturmaca…Bir örgütlülüğün göstergesidir. Standlarda yer alan kesimlerin çeşitliliği, mücadeleci sendika ve sivil toplum kuruluşlarınında yer aldığı standların çeşitliliğide gözden kaçmaz. Müzik gruplarından, konuşmacılarına kadar bu çeşitlilik ve zenginlik sahne programınada yansır. Park Festivalimiz’de Türkiye’den Miraz, Almanya’dan Kontrast, İngiltere’den Don Kipper müzik grupları ve ACD Arts Dans Grubu sahne alacak. Ayrıca Emek Partisi Milletvekili Sevda Karaca, Jeremy Corbyn, Savaş Karşıtı Koalisyon ve Irkçılığa Karşı Ayağa Kalk Kampanya örgütlerinden, öğretmenler sendikası NEU gibi mücadeleci sendikalardan temsiciler konuşmacı olarak bizlerle birlikte olacak.
Başka eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Gerçek aracılığıyla çağrımızı vurgulayalım. Day-Mer Kültür ve Sanat Festivali üye ve dostlarımızın emekleri, kollektif çalışması 35 yıldır devam ediyor. Örgütlenmenin, emeğin ve kollektivizmin bir ürünüdür festivalimiz. Festival çalışmasına katılmak, bu örgütlülüğün bir parçası olmak isteyen dostlarımız çekinmeden bize ulaşabilir ve katılabilir.
