16.7 C
Los Angeles
Perşembe, Nisan 24, 2025
DünyaŞehre inen traktörler, saman balyasından barikatlar: Avrupa’da çiftçiler neden ayakta?

Şehre inen traktörler, saman balyasından barikatlar: Avrupa’da çiftçiler neden ayakta?

Almanya, Fransa, İtalya, Yunanistan, Polonya, Litvanya…. Haftalardır Avrupa’nın değişik ülkelerinde çiftçiler ulusal ve AB tarım politikalarına karşı protesto eylemleri sürdürüyor.

SERDAR DERVENTLİ / Köln

Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde üretici çiftçiler haftalardır sokaklara çıkarak hükümetlerini ve Avrupa Birliği’nin (AB) tarım politikalarını protesto ediyorlar. Çiftçilere verilen sübvansiyonları kesme planlarına karşı başlayan eylemler AB ve ulusal yasal düzenlemelere, bürokrasiye ve serbest ticaret sözleşmelerine karşı devam ediyor. Yüksek enflasyon, susuzluk ve yüksek enerji fiyatları çiftçilerin en büyük sorunları olmaya devam ediyor. AB genelinde her yıl binlerce çiftlik iflasa sürükleniyor.

Traktör konvoyları, işgal edilmiş kavşaklar, saman balyalarıyla barikatların kurulduğu otoyollar, ziraat odalarının ve belediyelerin önüne atıkların dökülmesi ve binlerce öfkeli çiftçi.

Son bir haftadır eylemler Fransa’da yoğunlaşıyor. Ülkenin birçok bölgesinde otoyolları traktör konvoyları ve saman balyalarıyla işgal eden Fransız çiftçileri, hükümetlerin uzun yıllardır çiftçiler lehine politika yapmamasından şikayetçiler. Kendilerine sürekli vaatler verildiğini ama bunların yerine getirilmediğinden yakınan çiftçiler için bardağı taşıran son damla, tarım araçlarında kullanılan mazota uygulanan sübvansiyonu kaldırma kararı oldu.

Şiddetli protestoların ardından Fransa Başbakanı Gabriel Attal geri adım attı ve mazota uygulanmak istenen vergi artışı masadan kalktı. Ancak çiftçilerin protestoları devam ediyor, çünkü hükümetin verdiği sözleri yine tutmayacağını düşünüyorlar. Taleplerin başında tarımsal mazot fiyatlarının düşürülmesi, daha az bürokrasi ve çevreyi koruma adına hazırlanan yasal düzenlemelerin geri alınması geliyor.

Güney Fransa’da yaygınlaşan eylemler giderek başkent Paris’e yaklaşıyor. İspanya sınırını uzun süre bloke eden çiftçiler, AB’nin kendilerini sattığını düşünüyorlar. Güney Amerika ülkeleri ve AB arasında uzun yıllar devam eden müzakereler sonucunda hazırlanan Mercosur Serbest Ticaret Anlaşması’nın yürürlüğe girmemesi de çiftçilerin talepleri arasında.

AB ile Güney Amerika Mercosur ülkeleri Arjantin, Brezilya, Paraguay ve Uruguay arasındaki anlaşma 2019 yılında tamamlandı ancak bugüne kadar henüz onaylanmadı. Fransa ve Avusturya, kendi çiftçilerini korumak için katı çevre koruma şartlarında ısrar ederlerken Almanya ise anlaşmanın hızla onaylanmasından yana. Son aylarda Almanya, anlaşmayı onaylamaları için Avusturya ve Fransa üzerinde baskıyı artırmıştı.

Hükümetten gelen vaatlere rağmen Fransız çiftçiler protestolarını sürdürmek istiyor. Çiftçi sendikaları tarafından yapılan açıklamalarda 101 ilin 85’inde eylemler devam edecek ve başkent Paris’in geniş çaplı ablukaya alınması gündemde.

POLONYA: ‘UKRAYNA’YA VERGİ UYGULANSIN’

Polonya’daki çiftçilerin aylardır sürdürdüğü protestolar ise ilk etapta hükümetin Ukrayna politikasını hedef alıyor. Ukrayna’ya destek için bu ülkeden ithal edilen tahıl ve diğer tarım ürünlerinin gümrük vergisinden muaf tutulmasına Polonyalı çiftçiler karşı çıkıyor. AB’nin tarım politikaları nedeniyle zaten zor durumda olduklarını belirten çiftçi örgütleri, özellikle Almanya, Avusturya, Hollanda ve Fransa gibi tarımın son derece sanayileşmiş olduğu ülkelerle rekabette zorlandıklarını söylüyorlar.

LİTVANYA: ‘RUS TAHILINA GEÇİT YOK’

Litvanya’daki çiftçiler ise Rus tahılının kendi ülkelerinden transit geçişine son verilmesini istiyor ve hükümetin AB kararlarını uygulamamasını talep ediyorlar. Söz konusu kararlarda doğayı koruma adına tarım koşullarının kaldırıldığını ileri süren çiftçi örgütleri, tüm bu uygulamaların, gelirlerinin daha da düşmesine neden olduğunu belirtiyorlar. Özellikle süt taban fiyatlarının çok düşük olmasından yakınan Litvanyalı çiftçiler, mazot fiyatlarının da diğer ülkelerde olduğu gibi yükseleceği konusunda endişeliler.

ROMANYA’DA HÜKÜMET “SÖZ” VERDİ

Almanya’daki eylemlerin ardından Romanya’daki çiftçiler ve nakliyeciler de eylemlere başlamıştı. Macaristan, Sırbistan ve Ukrayna sınır kapıları da dahil olmak üzere birçok otoyol günlerce traktör ve kamyonlarla işgal edildi. Hükümet, çiftçilerin ve nakliyecilerin ana taleplerinden biri olan araç sigortası maliyetlerinin düşürülmesi konusunda adım atma sözü verdiği için protestolar önemli ölçüde azaldı.

ÜRETİCİ ÇIFTÇILERDE HAYAL KIRIKLIĞI BÜYÜYOR

“Agriculture Stratégies” (Tarım Stratejileri) adlı düşünce kuruluşunun Araştırma Başkanı Alessandra Kirsch’e göre, “Tüm Avrupalı çiftçiler bir süredir bıkmış durumda. Daha önce tarımsal fiyatlar iyiydi ve çiftçiler kendilerini güvende hissediyorlardı. Ancak yılın başlangıcı zordu ve fiyatlar düşüyordu. Bardağı taşıran son damla için pek bir şey gerekmedi. Herkes giderek daha fazla feragat etmek zorunda kaldıkları duygusunda”.

Kirsch, eleştirilerin ana hedefi olarak AB’nin ortak tarım politikasını görüyor. AB her yıl on milyarlarca dolar destek ödemesine karşın sübvansiyonların aslan payı büyük toprak sahiplerine, tarım sanayisine gidiyor ve bu da çiftçiler arasındaki hayal kırıklığının büyümesine neden oluyor.

ALMANYA: MESELE MAZOT DEĞİL, YAPISAL DEĞİŞİM

Bugün Almanya genelinde sokağa çıkarak uygulanan politikaları protesto eden çiftçileri anlamak için son 20-30 yıl içinde büyük bir hızla gerçekleşen yapısal değişimi görmek gerekiyor. İklim değişikliğiyle birlikte dünya genelinde tarımsal alanda su sıkıntısının büyümesi ve tarım alanlarının azalması, büyük yatırım fonlarının gıda şirketleriyle birlikte üretim alanlarına yönelmelerine neden oldu. Sonuçta tarımsal alanın azalması, spekülasyon alanının artması anlamına geliyor.

Kurulan dev şirketler yüksek düzeyde makineleşmiş üretim biçimlerini gündeme getirdiler. Tarımda milyonlarca insanı doğrudan etkileyen derin bir değişim yaşandı. Son yıllarda küresel gıda endüstrisindeki şirket birleşmeleri, yutmalar, büyük perakende zincirlerinin artan gücü, üreticiler üzerindeki baskının artmasına neden oldu. Bu şirketlerin özellikle süt ve süt ürünlerine, et ve et ürünlerine uyguladıkları damping fiyatlar nedeniyle bu değişim daha da vahim bir hal aldı. Bu sektörlerdeki birçok çiftlik artık kârlı bir şekilde faaliyet göstermiyor ve önemli bir bölümü çiftliklerini terk etmek zorunda kaldı.

Almanya’da 1950’de yaklaşık 1.6 milyon olan çiftlik sayısı 1980’lerin sonunda 0.7 milyona düşerken bugün 275 bin civarında. 2020’de tarımda istihdam edilen kişi sayısı 580 bin olup, bu sayı Almanya’daki toplam iş gücünün yüzde 1.3’üne tekabül ediyor.

 

- Advertisment -spot_img
- Advertisment -spot_img
- Advertisment -spot_img

DİĞER HABERLER

KÖŞE YAZILAR

Trump’ın Başkanlığı bir Kabus mu?

Aydın Çubukçu

Ortadoğu’nun Çıkmazı

Aynı kategoridenOkuyun
Aynı kategoriden okuyun